7/31/2024, 12:00:24 PM
7/31/2024, 12:00:23 PM
7/31/2024, 12:00:22 PM
15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi sırasında Malatya, önemli merkezlerden biriydi. FETÖ'cü darbeciler, stratejik konumdaki 2'nci Ordu Komutanlığı ve 7'nci Ana Jet Üssü'nü ele geçirmeye çalıştılar.
Darbeciler, Vali Mustafa Toprak'ın karargah önünde sorduğu sorulara silahla karşılık verdi. Valiye ateş açılması üzerine çatışma sabaha kadar sürdü.
Darbeciler, 2'nci Ordu Komutanlığında sıkışınca Altay Kışlası'ndan destek almaya çalıştı. Ancak bir zırhlı personel taşıyıcı araç vatandaşlar tarafından, diğeri ise polis tarafından durduruldu. Darbeciler, dur ihtarlarına uymayarak önlerine gelen herkese ateş etti.
Malatya halkı, darbecilere karşı kararlı bir şekilde direndi. Tankları durdurdular ve darbecilerin planlarını bozdular.
7'nci Ana Jet Üssü'nde de darbeci pilotlar kargo uçağıyla Kayseri'den geldi. Bombalı uçaklarla halkı hedef almayı planladılar. Ancak iş makineleriyle kapatılan üsteki darbeciler gözaltına alındı.
Polis ve askerlerin yanı sıra Malatyalılar da darbecilere karşı direndi. Eski 2'nci Ordu Komutanı Adem Huduti ve 7'nci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık da dahil olmak üzere darbeciler hesap verdi.
7/31/2024, 12:00:22 PM
Son haftalarda etkisini sürdüren aşırı sıcak hava, özellikle büyük şehirlerde günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Bunun nedeni, kentlerde hava sıcaklıklarını daha yüksek hissetmemize yol açan şehir ısı adası etkisidir.
Şehir ısı adası, güneş enerjisinin yollar, binalar ve diğer insan yapımı malzemeler tarafından emilmesi ve depolanması sonucu oluşan bir olgudur. Asfalt yüzeyler, çatı kaplamaları ve bina dış cepheleri güneş ışığını daha fazla emer, bu da kent merkezlerini çevredeki kırsal alanlara göre daha sıcak hale getirir.
Şehir ısı adasına katkıda bulunan faktörler arasında şunlar yer alır:
İstanbul gibi büyük şehirlerde semtler arasında sıcaklık farkları görülebilir. Örneğin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, 22 Temmuz sabahı Adalar'da 26,5 derece olan sıcaklık, Büyükçekmece'de 33,2, Tuzla ve Şişli'de ise 32,9 derece olarak ölçülmüştür.
Şehir ısı adası, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Aşırı sıcaklıklar ısı stresi, dehidrasyon ve kalp-damar hastalıkları gibi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Şehir ısı adasının olumsuz etkilerini azaltmak için yeşil alanlar oluşturmak, binaları bitkilerle donatmak ve toplu taşımayı teşvik etmek gibi önlemler alınabilir.
SEO dostu anahtar kelimeler:
7/31/2024, 12:00:22 PM
7/31/2024, 12:00:21 PM
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Irak'ın kuzeyinde terörle mücadele operasyonlarında örgüt üyelerini tünellerde sıkıştırdı. Kalan teröristler ise güvenli olmayan yerler nedeniyle sivil halkın arasına karışmaya çalışıyor.
Gara, terör örgütü için önemli bir bölge olarak öne çıkıyor. Konumu ve ulaşım imkanları nedeniyle ikinci bir hat işlevi görüyor. Gara'nın kontrol altına alınması, Suriye ile Irak arasındaki terörist geçişlerini engelleyecek.
TSK'nın Gara'daki operasyonunun amacı, terör örgütünün lojistik ve insan gücü transferini engellemek ve teröristleri bulundukları yerde imha etmektir. Bu operasyon aynı zamanda Süleymaniye'deki terör faaliyetlerine de darbe vuracaktır.
ABD'de yaşanan seçim sürecinde Başkan Biden'ın gitmeden önce bölgede adımlar atabileceğine dikkat çekiliyor. Fırat'ın doğusunda terör örgütüne ABD'den büyük destek verildiği ve ABD'nin bölgede kalıcı bir plan peşinde olduğu belirtiliyor.
TSK'nın operasyonları, terörle mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor ve ülkenin güvenliği için büyük önem taşıyor.
7/31/2024, 12:00:20 PM
Türkiye Enerji Bakanlığı, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi'nin Somali Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde üç blokta doğal gaz ve petrol aramak üzere bölgeye gideceğini açıkladı.
Bu gelişme, Türkiye ve Somali arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Türkiye, son yıllarda Afrika Boynuzu'nda aktif bir rol üstleniyor ve bu adım, Ankara'nın bölgedeki varlığını daha da güçlendirmeyi amaçlıyor.
Enerji Bakanlığı açıklamasına göre, Oruç Reis'e destek gemileri eşlik edecek. Ayrıca, Türk Donanması'nın MİLGEM korvetleri, fırkateynler ve deniz helikopterleri bölgede güvenlik sağlayacak.
Türkiye'nin bu adımının bölgede bayrak göstermesi, saygınlığını artırması ve teknik ve istihbari bilgi edinmesi açısından da önemli olduğu vurgulanıyor.
Türkiye, Afrika Boynuzu'nda kazan-kazan ilkesine dayalı bir strateji izliyor. Bu adım, Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkeler için örnek teşkil edebileceği ve karşılıklı fayda sağlayacağı değerlendiriliyor.
7/31/2024, 12:00:07 PM
Türkiye ve Nijer arasındaki son dönemdeki üst düzey ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi ve yeni iş birliği alanlarının keşfedilmesi açısından büyük önem taşıdı. Bu iş birliğinin enerji, güvenlik ve kalkınma alanlarındaki fırsatları, bölge için umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor.
Nijer, dünyanın en önemli uranyum tedarikçilerinden biridir ve Türkiye'nin enerji güvenliği için kritik bir öneme sahiptir. Petrol rezervlerine de sahip olan Nijer, Türkiye'nin enerji altyapısını güçlendirmek ve ortak projeler geliştirmek için önemli fırsatlar sunmaktadır.
Sahel Bölgesi'nde yer alan Nijer, Türkiye ile güvenlik iş birliği konusunda önemli bir potansiyel taşımaktadır. Türkiye'nin Somali'deki askeri eğitim ve barış inşası deneyimleri, Nijer'in ulusal ordusunun güçlendirilmesi ve terörle mücadele kapasitesinin artırılması için model alınacaktır.
Türkiye, Nijer'in gelişimi ve istikrarı için yumuşak güç unsurlarını kullanarak insani yardımlar, eğitim, sağlık ve altyapı projeleri gibi alanlarda iş birliği yapmaktadır. Bu kapsamda, bölgenin kalkınması ve istikrarının sağlanması hedeflenmektedir.
Türkiye-Nijer iş birliğinin önündeki en önemli engel, Sahel'deki istikrarsızlık ve güvenlik sorunudur. Terör örgütlerinin faaliyetleri ve kaynakların sınırlılığı, projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırabilir. Ancak Türkiye'nin bölgedeki çok yönlü yaklaşımı, diğer aktörlerden ayrışmasını ve Nijer halkının güvenini kazanmasını sağlamaktadır.
Türkiye ve Nijer arasındaki iş birliği, Afrika'da yeni bir ortak rol model sunmaktadır. Enerji, güvenlik ve kalkınma alanlarındaki fırsatların değerlendirilmesi, bölge için istikrar ve refahın sağlanması adına önemli adımlar olarak görülmektedir.
7/31/2024, 12:00:06 PM
1948'de İsrail'in kurulmasıyla birlikte başlayan Nekbe (felaket) sırasında evlerinden sürülen Filistinliler, bugün hala Lübnan'daki mülteci kamplarında yaşamaya devam ediyor. Bu kamplarda, İsrail'in vahşetine tanıklık eden yaşlı kadınların sesi hâlâ yankılanıyor.
Beyrut'taki Şatilla Mülteci Kampı'nda yaşayan 79 yaşındaki Hüsniye Guzlan, 3 yaşındayken ailesiyle evinden zorla çıkarılmış. Bugün, mülteci kampındaki tek göz odasının başköşesinde, Hayfa'daki kayıp evinin tek hatırası olan bir fotoğrafı tutuyor.
Şatilla Mülteci Kampı'nda yaşayan 80 yaşındaki Amine Nassara, İsrail'in saldırıları sonucu 4 yaşındayken Nehariye şehrinden kaçmak zorunda kalmış. "Beni öldürebilirler ama korkmuyorum," diyor Nassara. "Allah sizinle ise korkmazsınız."
15 yaşındayken İsrail'in Lübnan'a yaptığı saldırılarda iki çocuğunu kaybeden Zekiye Derviş Licişşi, İsrail'in zulmüne karşı direnmeye devam ediyor. "Buyursunlar," diyor Licişşi. "Yatakta zelil bir şekilde ölmektense şehit olurum daha iyi."
Bu kadınlar, Filistin'in işgaline karşı verilen mücadelenin simgeleridir. İsrail'in vahşetine tanıklık ediyorlar ve umutlarını asla kaybetmiyorlar. Filistin'e dönme ve Mescid-i Aksa'da namaz kılma hayalleri, onları ayakta tutan güç olmaya devam ediyor.
7/31/2024, 12:00:04 PM
Lübnan'da İsrail'in zorla vatanlarından çıkardığı Filistinliler için 12 mülteci kampı bulunuyor. Bu kamplarda 200.000'den fazla Filistinli mülteci yaşıyor. Kampların alanı küçük olduğu için binalar dip dibe ve yukarı doğru yükseliyor. Yeni katlar çıkıldıkça nüfus da artıyor.
Sokaklar, bazı yerlerde iki kişinin bile aynı anda geçemeyeceği kadar dar. Bu nedenle evlerin neredeyse tamamı gün ışığına hasret. Kamplarda belediye hizmeti de verilmiyor. Bu nedenle altyapı ve hijyen sorunları yaşanıyor.
Filistinli mültecilerin kamplardan çıkmalarında engel olmasa da birçok meslek kolunda çalışmalarına izin verilmiyor. Kamplardaki en büyük problemlerden biri işsizlik. Gençlerin yüzde 75'i işsiz.
Burj al-Barajneh Mülteci Kampı'nda yaşayan Filistinli bir genç kadın, inşaat mühendisliği bölümünde okuyor. Kamptaki bir telefoncuda yarı zamanlı çalışan genç kadın, mezun olduğunda Lübnan'da kısıtlamalar nedeniyle kendi mesleğini yapamayacağını söylüyor.
Shatila Mülteci Kampı'nda yaşayan Mohammad Abu Maaruf, 25.000 kişinin yaşadığı kampta havada asılı duran elektrik kabloları olduğunu belirtiyor. Yağmurlar sırasında akıma kapılarak her yıl ortalama 20 kişinin hayatını kaybettiğini ifade ediyor.
50 yaşındaki Abu Maaruf, ailesinin Akka kentinden 1948 yılında sürgün edildiğini ve bir gün vatanını göreceğine ve ailesiyle birlikte köyüne döneceğine inanıyor.
Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarındaki vahim koşullar, uluslararası toplumun ve insani yardım kuruluşlarının dikkatini çekmesi gereken önemli bir sorundur. Mültecilerin insan onuruna yakışır şartlarda yaşamaları için gerekli adımların atılması hayati önem taşımaktadır.