Dolar 2022'nin rekorunu kırdı

7/31/2024, 11:52:39 AM

Türk Lirası Rekor Düşüşe Uğrarken Dolar Yükselişini Sürdürüyor

Merkez Bankası Faiz Kararı Bekleniyor

Türk lirası, döviz kuru karşısında değer kaybetmeye devam ederken; dolar, yıl içi rekorunu kırdı. Piyasalar, Merkez Bankası'nın perşembe günü açıklayacağı faiz kararı öncesinde doların yükselişini yakından takip ediyor.

Dolar, Tarihi Zirveye Yaklaşıyor

Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesinde, dolar Türk lirası karşısında 18,3107'yi aşarak 2022 yılının rekorunu kırdı. Doların yükselişi, tarihi zirvesi olan 18,36 liraya yaklaşmasına neden oldu.

Anahtar Kelimeler

* Türk Lirası * Dolar * Döviz Kuru * Merkez Bankası * Faiz Kararı * Tarihi Zirve

Sonuç

Dolar, Merkez Bankası'nın faiz kararı beklentisiyle Türk lirası karşısında yükselişini sürdürüyor. Yatırımcılar, bankanın faizleri düşürmesi durumunda liranın değer kaybetmeye devam etmesini ve doların daha da yükselmesini bekliyorlar.
Dolar tüm zamanların rekorunu kırdı

7/31/2024, 11:52:39 AM

## FED, Enflasyonla Mücadeleyi Sürdürürken Faizleri 75 Baz Puan Artırdı, Dolar 18,3809 TL'yi Zorladı **Anahtar Kelimeler:** * FED * Faiz Artışı * Enflasyon * Dolar/TL * TCMB **Önemli Noktalar:** * ABD Merkez Bankası (FED), gösterge faizlerini beklentilere paralel olarak 75 baz puan artırarak yüzde 3 - 3,25 aralığına yükseltti. * FED Başkanı Jerome Powell, enflasyonun yüzde 2'ye gerilediğinden emin olunmadan faizlerin indirilmeyeceğini belirtti. * FED'in faiz artışı, doların güçlenmesine neden oldu ve Dolar/TL kuru 18,3809 TL'yi test etti. * Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimi kararı, dolar kurundaki yükselişi hızlandırabilir. * Fitch, TCMB'nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına kadar faizleri sabit tutmasını bekliyor. * ABD ve Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye uygulanabilecek yaptırımların döviz piyasalarında dalgalanmalara neden olabileceği öngörülüyor.
YOLCULUK NEREYE HEMŞERİM, İÇE Mİ DIŞA MI?

7/31/2024, 11:52:31 AM

Özgürlüğün Kilitleri: Görüş ve Hareket Alanı Genişletme

Özgürlük, fiziksel ve zihinsel olarak geniş bir alan içinde hareket etme ve düşünme yeteneğidir. Fiziksel özgürlük, bir yerden bir yere seyahat etme ve hareket özgürlüğü olarak tanımlanabilirken, zihinsel özgürlük, düşüncelerin ve hayal gücünün sınırlanmamasıdır.

Fiziksel Ortamın Özgürlük Üzerindeki Etkisi

Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nin tek kişilik hücreleri, görüş ve hareket alanının darlığının özgürlük hissini nasıl kısıtladığını göstermektedir. Koğuşların avluya bakması ve dış dünyanın sınırlı bir şekilde görülmesi, yine özgürlük duygusunu azaltmaktadır.

Ancak, "Hilton" olarak adlandırılan ve hapishane duvarının üstünde inşa edilen ikinci kattaki koğuşlar, Ankara'nın manzarasını sunmasıyla bir nebze özgürlük hissi vermektedir.

Sosyal ve Fiziksel Çevrenin Sınırlayıcı Etkisi

Farkında olmadan, fiziksel ve sosyal çevremiz genellikle aynı kalır ve bizi dışarı çıkmaktan alıkoyar. Aynılarla çevrili olmak, aşamadığımız saydam bir duvar oluşturarak kendimizi bir hapishanede gibi hissetmemize neden olabilir.

Her gün aynı yolları yürümek, aynı insanlarla konuşmak ve hep aynı yazlığa gitmek, farkında olmadan kendimize dar bir hapishane duvarı örmemize neden olur. Palo Neruda, alışkanlıklara esir olanların yavaş yavaş öldüğünü ifade etmiştir.

Seyahatin Özgürlük Getirisi

Özgürlüğü gerçekten deneyimlemek için yeni yerler keşfetmeli ve yeni insanlarla tanışmalıyız. Yolculuklar, ufkunuzu genişletir ve farklı bakış açıları kazandırır.

Ancak, fiziksel olarak yolculuk yapmak yeterli değildir. Sokrates'in dediği gibi, kendimizi de yanımıza almazsak, hiçbir şey görmeyiz. İç seyahatler de özgürlük duygusunu uyandırabilir. Kitap okumak, hayal kurmak ve yazı yazmak, iç dünyamızda özgürce bir dünya kurmamızı sağlar.

İç Yolculuğun Önemi

Einstein'a göre, mantık bizi A noktasından B noktasına götürürken, hayal gücü bizi her yere götürebilir. Aynı şeyleri düşünüp, hayal kurmayan ve yeni kitaplar okumayan kişiler, iç hapishanelerinde yaşamaktadır.

George Orwell ve Cemil Meriç gibi yazarlar, günlük hayatın tatsızlıklarından kelimelerin dünyasına seyahat ederek iç huzur bulmuşlardır. Oğuz Atay da günlük tutmanın içsel özgürlüğe kavuşmanın bir yolu olduğunu ifade etmiştir.

Özgürlüğün Anahtarı

Hem dış hem de iç seyahatler yaparak hem fiziksel hem de zihinsel hapishanelerden kurtulalım. Görüş alanımızı genişletelim ve düşüncelerimizi özgür bırakalım. Haydi, özgürlüğün anahtarlarını ele alalım ve kendi hapishanelerimizden kaçalım!

Anahtar Kelimeler:

  • Özgürlük
  • Fiziksel özgürlük
  • Zihinsel özgürlük
  • Görüş alanı genişletme
  • Hareket özgürlüğü
  • Yolculuk
  • İç seyahat
  • Hayal gücü
  • Düşünce
  • Hapishane
  • Yazarlar
SURİYE BARIŞI

7/31/2024, 11:52:31 AM

Suriye Barışı: Bölgesel ve Uluslararası Etkileri

On yılı aşkın süredir devam eden Suriye iç savaşı, hem bölgeyi hem de uluslararası toplumu derinden etkiledi. Ancak barış çabaları, bölgesel ve uluslararası aktörlerin çıkar çatışmaları nedeniyle önemli engellerle karşı karşıya kalıyor.

Bölgesel Güçlerin Çıkar Çatışmaları

Rusya, İran ve Türkiye, Suriye'de önemli bir etkiye sahip olan bölgesel güçler. Bu ülkelerin stratejik hedefleri, barış çabalarını etkiliyor.

  • Rusya: Suriye'deki askeri varlığını sürdürerek bölgedeki etkisini korumayı hedefliyor.
  • İran: Hizbullah aracılığıyla Suriye'de nüfuzunu artırmaya çalışıyor.
  • Türkiye: Sınır güvenliği ve terörle mücadele öncelikleri nedeniyle Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyor.

Uluslararası Aktörlerin Tutumu

ABD, AB ve BM gibi uluslararası aktörlerin tutumu da Suriye barışını etkiliyor.

  • ABD: Suriye'deki önceliği, IŞİD gibi terör gruplarıyla mücadele.
  • AB: İnsan hakları ihlallerini kınayarak ve mültecileri destekleyerek Suriye krizine tepki veriyor.
  • BM: Barış görüşmelerini kolaylaştırmaya çalışıyor, ancak siyasi çözüm bulmakta zorlanıyor.

Barışa Karşı Çıkanlar

Suriye'de bazı gruplar, barış çabalarına karşı çıkıyor.

  • Beşşar Esad Rejimi: İktidarını korumak için barış sürecini geciktirmeye çalışıyor.
  • Suriye Muhalefeti: Esad'ın siyasi geleceğine dair endişeleri nedeniyle barış görüşmelerine isteksiz.
  • Terör Grupları: Barışın bölgedeki operasyonlarını engelleyeceğinden korkuyor.
  • Uyuşturucu Barışları ve Silahlı Gruplar: Suriye'de kazançlı bir uyuşturucu ticaretinden yararlanıyor.

Sonuç

Suriye barışı, bölgesel ve uluslararası güçlerin çıkarlarının kesiştiği karmaşık bir mesele. Barış çabaları, bu çıkar çatışmalarını dengeleyerek ve tüm aktörler arasında ortak bir zemin bularak devam edebilir.

İDRİS-İ BİTLİSİ

7/31/2024, 11:52:30 AM

İdris-i Bitlisi: Osmanlı'nın İslam Halifesi

Anadolu, Mezopotamya ve Ortadoğu yüzyıllar boyunca İslam'ın merkezi olmuştur. Bu topraklar, İslam aleminin önde gelen isimlerine ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, İslam dünyasına yön veren önemli bir şahsiyet İdris-i Bitlisi idi.

İdris-i Bitlisi'nin Hayatı

İdris-i Bitlisi, 15. yüzyılın ortalarında Bitlis'te doğdu. Uzun Hasan'ın Akkoyunlu Devleti'nde münşî olarak görev yapan İdris-i Bitlisi, Akkoyunlu Devleti'nin yıkılmasının ardından Osmanlı İmparatorluğu'na sığındı.

Heşt Bihişt Eseri

Osmanlı Sultanı II. Bayezid'in emriyle yazdığı "Heşt Bihişt" adlı eseriyle tanınan İdris-i Bitlisi, bu eserinde Osmanlı dönemine kadar ki Osmanlı padişahlarını ve yönetimlerini anlatmıştır. Farsça kaleme alınan bu eser, Osmanlı tarihine dair ilk önemli kaynaklardan biridir.

İslam Birliği Davası

İdris-i Bitlisi, hayatı boyunca İslam birliği davasını savundu. Müslüman devletlerin birbirleriyle savaşmak yerine hilafet etrafında toplanması gerektiğini vurguladı. Osmanlı'nın Safevi Devleti'ne karşı giriştiği Çaldıran Savaşı'nda İdris-i Bitlisi'nin etkisiyle Osmanlı zafer kazandı. Böylece Safevi Devleti'nin Anadolu'da Şia'yı yayma çabaları engellendi.

Yavuz Sultan Selim'in Danışmanı

İdris-i Bitlisi, Yavuz Sultan Selim'in önemli bir danışmanıydı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun yönetiminde İdris-i Bitlisi'nin rolü büyük oldu. Ayrıca İdris-i Bitlisi, Yavuz Sultan Selim'in Suriye ve Mısır seferlerine de katıldı.

Mirası

İdris-i Bitlisi, İslam birliği davasındaki çalışmaları ve Osmanlı Devleti'ne yaptığı hizmetlerle tanınmıştır. 1520 yılında hayatını kaybeden İdris-i Bitlisi'nin mirası bugün hala yaşamaktadır.

İdris-i Bitlisi, Türk, Kürt, Arap kardeşliğinin simgelerinden biriydi. Ümmet şuurundan hareketle İslam aleminin birliğini savunan İdris-i Bitlisi, bugün de her daim rahmetle anılmaktadır.

Türkiye ve Suriye barışı

7/31/2024, 11:52:30 AM

Suriye Barışına Engel Olanlar

Yıllardır süren Suriye iç savaşı, nihayet barış ümitleriyle sona ermeye yaklaşırken, bazı taraflar bu çabalara engel olmaya çalışıyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediğini ve barış için gerekli adımları atma kararlılığını vurguladı. Ancak, bu sürece karşı çıkan çeşitli gruplar var.

Barışa Karşı Çıkanlar

  • Terör Örgütleri: YPG/PKK gibi terör örgütleri, Suriye'nin bölünmesi ve kendi terör devletlerini kurma hedeflerini tehdit eden barış sürecine karşı çıkıyorlar.
  • Uyuşturucu Baronları: Suriye, son yıllarda uyuşturucu ticareti için bir merkez haline geldi. Barış, bu rant elde eden kişilerin gelir kaynaklarını kesecek.
  • Uluslararası Güçler: ABD ve AB gibi uluslararası güçler, Suriye'deki baskıcı Esad rejimini zayıflatmak veya kendi çıkarlarını korumak için barışı engelleyebilirler.

Türkiye'nin Barış Çabaları

Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak ve terör örgütlerinin bölgeyi istikrarsızlaştırmasını önlemek için askeri operasyonlar yürüttü. Türkiye ayrıca siyasi bir çözüm için Suriye rejimine ve muhalefete yaklaşmaya çalışıyor.

Barışın Önemi

Suriye'deki barış, sadece Suriye halkı için değil, bölge ve dünya için de hayati önem taşıyor. Barış, iç savaşın yol açtığı yıkımın giderilmesine, insanların evlerine dönmesine ve terör tehdidinin azalmasına yardımcı olacaktır.

Sonuç

Suriye barışına engel olan grupların çıkarlarını bir kenara bırakmaları ve Suriye halkının geleceği için barışçıl bir çözüme izin vermeleri gerekiyor. Türkiye'nin liderliği ve uluslararası işbirliği, uzun süredir devam eden bu çatışmanın sona ermesine ve Suriye'ye huzur ve istikrarın gelmesine yardımcı olabilir.

Batı Azerbaycan Zengezur-Göyçe WhatsApp Cumhuriyeti

7/31/2024, 11:52:29 AM

WhatsApp'ta "Devlet" Kurdular: Tehlikeli Bir Mizahtan Diplomatik Kriz Riski

Azerbaycan'da bir grup emekli, sosyalleşmek için WhatsApp'ta bir grup kurdu. Grup zamanla büyüdükçe, üyeler bir şaka olarak bir devlet kurmaya karar aldı. Devletlerine "Batı Azerbaycan Zengezur-Göyçe Cumhuriyeti" adını verdiler.

Grubu kuran kişi, kendini oylamayla Cumhurbaşkanı ilan etti ve bir kabine oluşturdu. Buraya kadar her şey bir şaka olarak görünse de, işler ciddiye bindi.

Grup üyeleri, Türkiye'de ilgili kişilere görevler vererek "Türk kamuoyunun kendilerini tanımasını" sağlamak istedi. Bu kişilerden biri, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve Uluslararası İlişkiler Bakanı olarak atanan Mehmet Ali Arslan'dı.

Arslan'ın Hizbullah terör örgütüyle bağlantısı nedeniyle geçmişte Türk adli makamları tarafından cezalandırıldığı ortaya çıktı. Ancak bu detay, Arslan'ın protokol ile ağırlanmasına engel olmadı.

Arslan, Kuzey Irak Kürt yönetimini ziyaret etti, Vali'ye konuk oldu ve Türkiye'yi dolaştı. Açılışlara katıldı ve emniyet güçleri tarafından korundu. Tüm bu olaylar, Azerbaycan'ın tepkisine neden oldu.

Azerbaycan, "hiçbir geçerliliği olmayan" bu kişilerin ciddiye alınmasını tehlikeli buluyor. Diplomatik kriz riski oluştuğu belirtiliyor.

Olay, kamuoyunda gülünçlükle karşılandı ancak aynı zamanda ciddiyetle takip ediliyor. Resmi kurumların, geçerliliği bulunmayan kişilere verdiği önemin sorgulanmasına neden oldu.

Benzer bir olay, Ocak ayında Marmaris'te yaşanmıştı. Psikolojik sorunları olduğu düşünülen bir kişi, Azerbaycan General üniformasıyla Marmaris Belediye Başkanı'nı ziyaret etmiş ve kendisine plaket vermişti.

Bu olaylar, iyi niyetin suiistimal edilmesine örnek olarak gösteriliyor. Yetkililerin, kamu düzenini bozabilecek ve diplomatik ilişkileri zedeleyebilecek bu tür şakaları ciddiye alması gerektiği vurgulanıyor.

ONİKİ ADA

7/31/2024, 11:52:29 AM

Türkiye-Yunanistan Arasında 12 Adalar Gerginliği

12 Adalar: Ege Denizi'nde yer alan, biri hariç Türkiye kıyılarına yakın olan bir adalar grubudur. 1912'de İtalya tarafından işgal edilen adalar, 1947'de Paris Antlaşması ile Yunanistan'a devredildi.

Lozan Antlaşması (1923): Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan antlaşma, Anadolu kıyılarına yakın adaların askerden arındırılması hükmünü içerir.

Paris Antlaşması (1947): Türkiye'nin temsil edilmediği bu antlaşma, Rodos ve 12 Adaları Yunanistan'a devretti. Ancak antlaşma, adaların askerden arındırılması şartını da içeriyordu.

Adaların Silahlandırılması: Yunanistan, Paris Antlaşması'nın askerden arındırma şartını ihlal ederek adaları silahlandırmaktadır. Türkiye, bu durumu uluslararası anlaşmaların ihlali olarak değerlendirmektedir.

Türkiye'nin Tutumu: Türkiye, 12 Adaların askerden arındırılması konusunda uluslararası anlaşmaların kendisine tanıdığı hakları kullanmaktan geri durmayacağını açıklamıştır. Türkiye ayrıca adaların silahlandırılması nedeniyle Yunanistan'ın egemenlik haklarını tartışmaya açtığını savunmaktadır.

Yunanistan'ın Tutumu: Yunanistan, adaları "meşru müdafaa" hakkına dayanarak silahlandırdığını iddia etmektedir. Ayrıca Türkiye'yi NATO üyesi bir ülke olarak Yunanistan ile birebir çatışmaya girmemekle suçlamaktadır.

Ulusal Antlaşmaların İhlali: 12 Adaların askerden arındırılması hükmünü içeren Lozan ve Paris Antlaşmaları, Yunanistan'ın adaları silahlandırmasıyla tartışmalı hale gelmiştir.

Türkiye'nin Haklarından Vazgeçmemesi: Türkiye, Ege'deki haklarından vazgeçmeyeceği ve adaların silahlandırılması konusunda uluslararası anlaşmaların kendisine tanıdığı yetkileri gerektiğinde kullanmaktan çekinmeyeceğini vurgulamıştır.

Uluslararası Toplumun Rolü: NATO ve AB üyesi ülkeler, Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginliği azaltmak için çaba göstermektedir. Ancak bazı ülkelerin Yunanistan ile Türkiye'yi karşı karşıya getirmeye yönelik oyunlar oynadığı iddiası da dile getirilmektedir.

MHP'nin anket şirketlerine tepkisi sürüyor

7/31/2024, 11:52:29 AM

MHP Anket Şirketlerine Savaş Açtı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Başdanışmanı Ruhi Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada anket şirketlerini eleştirdi. Ersoy, anketlerin milli feraseti gözlemleme aracı olarak kullanılması gerektiğini belirterek, "Siyasi rekabeti anket sonuçlarına indirgeyerek, milletin gündelik sorunlarını araçsallaştırıp istismar ederek gayri milli bir toplum mühendisliği mekanizmasına dönüştürmek isteyenlere Büyük Türk Milletini takip etmelerini tavsiye ederiz" dedi.

Ersoy, kamuoyu araştırma firmalarından yorum tarafsızlığı beklenmeyebileceğini ancak araştırma sonuçlarını tarafsız ve manipülasyona malzeme etmeden paylaşma sorumlulukları olduğunu vurguladı. Ersoy, "Bunun örneği MHP özelinde her seçim döneminde görülmüştür" diyerek MHP'nin anket illüzyonuna düşmediğini ifade etti.

MHP, daha önce de kamuoyunu yönlendirmek veya etkilemek maksadıyla yalan bilgiler sunan kamuoyu araştırmacılarının cezalandırılmasını öngören bir kanun teklifi hazırlamıştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisini baraj altında gösteren anketlere tepki göstererek, "Kokuşmuş araştırma şirketleri, alayınıza soruyorum; Siz anketleri yaparken CHP Genel Merkezi'nde mi geziyor, Kandil'de mi dolaşıyorsunuz" ifadelerini kullanmıştı.

MHP, anket şirketlerinin kuruluşunun bir prensibe bağlanması ve güvenilirliğinin sağlanması için bir akreditasyon mekanizması kurulmasını istiyor. MHP'nin tepkisi kamuoyu araştırma şirketleriyle sınırlı değil. Sosyal medya ve sokak röportajlarına da algı yaratmak maksatlı olduğu ve manipülasyon malzemesi oluşturduğu iddiasıyla tepki gösteriyor.

Seçimler yaklaşıyor ve neredeyse her hafta yeni bir anket sonucu yayınlanıyor. Bu ortamda, "Anketlere değil, meydanlara bakın" diyen MHP ve Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin bu konudaki tepkisinin artarak devam edeceğini tahmin etmek güç değil.

Anahtar Kelimeler

  • MHP
  • Anket şirketleri
  • Kamuoyu araştırması
  • Ruhi Ersoy
  • Devlet Bahçeli
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yalan haber demokrasileri tehdit eder hale geldi

7/31/2024, 11:52:28 AM

Erdoğan: Anadolu Medyası Demokrasimizin Gücüdür

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneği'nin 7. Anadolu Medya Ödülleri Programı'nda konuştu. Erdoğan, Anadolu medyasının önemine dikkat çekerken, özgür ve tarafsız medyanın demokrasi açısından vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Özgür ve Tarafsız Medya Demokrasi İçin Gerekli

Erdoğan, konuşmasında, "Özgür, tarafsız, halka karşı kendini sorumlu hisseden bir medyanın demokrasiler açısından taşıdığı önemi hepimiz biliyoruz" dedi. Yerel medyanın halkın doğru bilgilendirilmesinde oynadığı kritik role son yıllarda defalarca şahit olduklarını söyleyen Erdoğan, "Türk demokrasisinin üzerinden vesayetin gölgesini kaldırmaya dönük her hamlemizde yerel medyamızın desteğini bizzat gördük, tecrübe ettik" diye konuştu.

Yerel Medya Darbelere Karşı Dimdik Ayakta

Erdoğan, darbecilere alkış tutanların aksine, yerel medyanın cesaretle demokrasiye sahip çıktığına dikkat çekti. "Küresel sistemin çarpıklıklarının temsilcisi odaklarla bir olup siyasete ayar veren kalemşörler karşısında yerli ve milli basının nasıl olması gerektiğini yine sizler gösterdiniz" diyen Erdoğan, gerçeğin peşinden koştuklarını, yalan ve iftiraya teslim olmadıklarını söyledi.

Dezenformasyon Yasası Şarlatanları Ayırdı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'te kabul edilen ve dezenformasyon yasası olarak bilinen düzenlemenin arkasında bu mücadele olduğunu ifade etti. Bazılarının Anayasa Mahkemesi'ne koştuğunu ancak Meclis'te böyle bir adım atmadıklarını hatırlatan Erdoğan, bu düzenlemenin gerçek gazetecilik faaliyetleri yürütenleri şarlatanlardan ayırdığını ve bir adaletsizliği giderdiğini söyledi.

Anadolu Medyası Mücadelede En Ön Safta

Erdoğan, Anadolu Medyası'nın adına yakışır şekilde bu mücadelede en ön safta yer alacağına inandığını ifade etti. Enflasyonla mücadele kapsamında fiyat artışlarına karşı ikaz ederken de aynı hatırlatmayı yaptıklarını belirten Erdoğan, "Bunlar her kuralın arkasında fırıldak gibi dönecek sinsi bir yol bulurlar. Anadolu Medya'sının ise adına yakışır şekilde bu mücadelede en ön safta yer alacağına inanıyorum" dedi.