7/31/2024, 11:51:06 AM
Katolik Kilisesi'nin lideri Papa Franciscus, Vatikan Şehri'nin enerji ihtiyacının tamamının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması için güneş enerjisi santrali kurulması talimatı verdi.
7/31/2024, 11:50:43 AM
7/31/2024, 11:50:40 AM
Joy Mangano, çağdaş dünyanın en başarılı mucitlerinden ve girişimcilerinden biridir. Paspas icadıyla tanınan Mangano, 71 patent grubunun ve 126 farklı patent yayınının sahibidir.
7/31/2024, 11:50:40 AM
7/31/2024, 11:50:39 AM
Gecenin karanlığında parlayan yıldızların arasında, gizemli ve büyüleyici bir gezegen yer alır: Mars. Kırmızımsı rengi ve çorak yüzeyiyle bilinen Mars, "Kızıl Gezegen" olarak bilinir. Mars'ın bu çarpıcı renginin arkasındaki neden, yüzyıllardır bilim insanlarının kafasını kurcalamıştır.
Mars'ın kızıl rengi, gezegenin yüzeyindeki paslanmadan kaynaklanır. Paslanma, demirin oksijenle birleşmesiyle oluşan bir kimyasal reaksiyondur. Demir, Mars yüzeyinde bol miktarda bulunurken, oksijen de gezegenin atmosferinde %0,13 oranında bulunmaktadır.
3 milyar yıl önce Mars'ta, bugün olduğundan çok daha fazla su ve oksijen vardı. Bu su, gezegeni kaplayan devasa okyanuslarda toplanmıştı. Oksijen ise, gezegenin atmosferinde bol miktarda bulunmaktaydı.
Su ve oksijenin varlığı, Mars yüzeyindeki demirin paslanmasına neden oldu. Demir, oksijenle birleşerek demir oksit oluşturdu ve bu oksit Mars'ın yüzeyine kızıl rengini verdi.
Zamanla, Mars'taki su yok olmaya başladı ve atmosferdeki oksijen seviyeleri azaldı. Ancak, demir oksit yüzeyde kalmaya devam etti ve gezegene rengini verdi.
Günümüzde Mars'ta paslanma süreci devam etmektedir. Ancak, yeterli oksijen bulunmadığı için paslanma hızı çok daha yavaştır. Mars yüzeyindeki oksitleyici maddeler, hala malzemelerin korozyonuna neden olmaktadır.
Mars'ın kızıl rengi, gezegenin 3 milyar yıllık tarihindeki su ve oksijen bolluğunun bir kanıtıdır. Bu paslanma süreci, Mars'ın benzersiz ve büyüleyici bir gezegen haline gelmesinde önemli bir rol oynamıştır.
7/31/2024, 11:50:38 AM
24 yaşındaki Emir Mervan Dere, Bingöl Karlıova'da doğdu ve 7 yaşında miyopati kas hastalığı teşhisi aldı. Hastalığı nedeniyle sık sık nefes darlığı çekiyor, bu da psikolojik olarak onu etkiliyordu. Hastalığının tedavisi veya ilacı olmaması da onun için zorlu bir durumdu.
Derin bir yalnızlık hisseden Emir Mervan, hastalığını uzun süre ailesinden sakladı.
Bir gün içinden bir şarkı sesi gelir ve onu takipçileriyle paylaşır. Kötü niyetli bazı kişiler dalga geçerek okur, ancak Emir Mervan onlara esprili cevaplar verir. Bu cevaplar büyük ilgi görür ve Emir Mervan sosyal medyada içerik üretmeye devam eder. Trakeostomi deliği ile şarkı söyleyen sayılı kişilerden biri olan Emir Mervan, yeteneğini böyle keşfeder.
Emir Mervan, yaşama değer verdiğini belirterek, "Hayatı yaşamaya değer görüyorum. Geçmişteki sorunlarıma odaklanmaktansa, önüme bakıp yol almayı tercih ediyorum." diyor.
Emir Mervan'ın hastalığıyla ilgili en büyük zorluklarından biri onu kabullenmek oldu. Ona göre "Beni hep en çok zorlayan konu kabullenmek oldu. Her şeyi olduğu gibi kabullenmek ve sessizce oturup beklemek kadar zor bir şey yok." Ancak Emir Mervan, olumsuzluklara karşı yılmamayı öğrendi.
Emir Mervan, engelli insanlara yönelik olumsuz bakış açılarına da değiniyor. Ona göre, "Topluma göre engelli insanlar genellikle aciz ve yardıma muhtaç olarak görülüyor. Ancak bu doğru değil. Engelliler de diğer insanlar gibi birçok yeteneğe sahip."
Emir Mervan Dere'nin hikayesi, engelleri aşarak başarıya ulaşmanın mümkün olduğunu gösteriyor. İlham verici yolculuğu, engelli insanlara ve herkese umut aşılıyor.
7/31/2024, 11:50:37 AM
İstanbul'da doğup büyüyen Murat Yaldız, 2011 yılında Norveç'e taşındı. Başlangıçta garsonluk yapan Yaldız, daha sonra mesleğini icra edemeyince şoförlüğe başladı.
Yaldız, Norveç'e taşındıktan sonraki ilk yıllarının zor geçtiğini belirtti. En büyük zorluğun dil olduğunu belirten Yaldız, ağır vasıta ehliyeti için gerekli olan B sınıfı ehliyet sınavına girebilmek için en az B1 seviye Norveççe bilmek gerekiyordu.
Yaldız, bir Türk şoför olarak Norveç'te karşılaştığı mesleki zorlukları da anlattı. En önemli zorluklardan birinin mesleki terminoloji olduğunu vurgulayan Yaldız, ağır vasıta sektöründe kullanılan ekipmanlar ve lojistik terimlerinin Norveççe öğrenilmesi gerektiğini belirtti.
Yaldız, Norveç'e uyum sağlamanın kolay olmadığını, ancak Türkiye'yi özlemediğini ifade etti. Çocuklarının ana dilini ve kültürünü öğrenmesi için Türkiye'den gelen arkadaşlarıyla görüşmeye devam ettiğini söyledi.
Yaldız, şu anda Norveç'te hayatından memnun olduğunu, ancak ailesinden uzak kalmanın zor olduğunu söyledi. Hafta sonları izinli olan Yaldız, bu zamanını ailesiyle geçirmeye çalışıyor.
Yaldız, Norveç'in doğa harikalarıyla dolu, güvenli ve yaşanılabilir bir ülke olduğunu söyledi. Ancak yaşam koşullarının Türkiye'ye göre daha pahalı olduğunu da belirtti.
Yaldız, Türkiye'ye dönmeyi düşünmediğini, ancak çocukları büyüyünce Türkiye'yi daha sık ziyaret etmek istediğini söyledi.
7/31/2024, 11:50:37 AM
Giriş:
1996 yılında yaşanan Sumitomo Corp. bakır skandalı, tarihin en büyük mali skandallarından biri olarak kayıtlara geçti. Bu skandaldaki ana isim, şirketin metal tüccarlık departmanını yöneten Yasuo Hamanaka'ydı.
Hamanaka'nın Stratejisi:
Hamanaka, büyük miktarlarda bakır vadeli işlemi satın alarak ve satarak piyasayı manipüle etti. Vadeli işlemler, daha yüksek bir fiyattan satma niyetiyle belirli bir fiyattan satın alınmasını sağlayan sözleşmelerdir. Hamanaka, büyük miktarlarda vadeli işlem satın alarak bakır fiyatını artırdı. Ardından bu sözleşmeleri daha yüksek bir fiyattan satarak kar elde etti.
Skandalın Etkileri:
Yasuo Hamanaka'nın manipülasyonları, Sumitomo Corp.'a 2,5 milyar dolarlık bir zarara neden oldu. Şirketin itibarı zedelendi ve hisse senedi fiyatları düştü. Hamanaka, dolandırıcılık, sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Miras:
Hamanaka'nın skandalı, piyasa düzenleyicilerinin benzer olayları önlemek için daha sıkı düzenlemeler getirmesine yol açtı. Ayrıca, yetenekli bireylerin bile ahlaki olmayan davranışlara başvurabileceğini ve kurumların bu kişileri kontrol altında tutmak için etkili sistemlere sahip olmasının önemini vurguladı.
Sonuç:
Yasuo Hamanaka'nın bakır piyasası manipülasyonu, mali tarihe kara bir leke olarak geçti. Skandal, piyasa manipülasyonunun ciddi sonuçları olabileceğini ve şirketlerin ve düzenleyicilerin bu tür eylemleri önlemek için çalışmaları gerektiğini ortaya koydu.
7/31/2024, 11:50:37 AM
Bir asırdan fazla bir süredir Antarktika denizlerinin derinliklerinde kayıp olan İngiliz kaşif Ernest Shackleton'ın Endurance gemisinin batığı, uluslararası bir ekip tarafından bulundu. Shackleton ve mürettebatı, 1914-1917 yılları arasında Weddell Denizi'ndeki bir üs kurmayı amaçlayan İngiliz Antarktika Seferi'ne katılmışlardı. Ancak gemileri buz kütlesine sıkışarak hareketsiz kaldı ve mürettebat, aylarca buz üzerinde mahsur kaldı.
Sonunda Endurance buz kütlesi tarafından ezildi ve battı. Ancak Shackleton ve mürettebatı, fil kayıkları ve küçük bir yelkenli tekne ile dramatik bir şekilde kurtuldular. 16 gün boyunca fırtınalı denizlerde kürek çekerek Elephant Adası'na ulaştılar. Daha sonra, karizmatik lider Shackleton, birkaç mürettebat üyesiyle birlikte yardım aramaya 1200 kilometrelik bir yolculuğa çıktı.
28 aylık inanılmaz bir yolculuğun ardından Shackleton ve mürettebatı, mürettebatının tamamının hayatta kaldığı Güney Amerika'ya ulaştı. Shackleton'ın liderliği ve mürettebatının dayanıklılığı, bu destansı hikayenin merkezinde yer alıyor.
Endurance'ın batığı, modern deniz arkeoloji teknolojisini kullanan bir keşif ekibi tarafından bulundu. Batık, Weddell Denizi'nin dibinde, Endurance'ın battığı yerden yaklaşık 6 kilometre güneyde yer alıyor.
Bu keşif, Shackleton'ın olağanüstü yolculuğuna dair yeni bilgiler sağlayacak ve Antarktika kaşiflerinin karşılaştığı zorluklar ve fedakarlıkları anlamamıza yardımcı olacak.
7/31/2024, 11:50:36 AM
1960 yılında, bir elektrik mühendisi olan David Latimer, bir cam damacananın içine sülfürik asit bulunan kompost yerleştirdi ve üzerine bir örümcek otu fidesi ekledi. Damacananın kapağını kapattı ve onu evinin dolaylı güneş ışığı alan bir merdiven boşluğunun altına yerleştirdi.
Latimer, yaprakların eşit şekilde büyümesi için damacanayı sık sık çevirdi. 64 yıl boyunca, damacananın içindeki bitkiler sadece bir defa sulandı. Bunun dışında, bitkiler fotosentez yoluyla oksijen üreterek ve karbondioksit tüketerek kendi yaşamlarını sürdürdüler.
Kapalı ekosistem, su döngüsü, oksijen döngüsü ve besin döngüsü gibi Dünya'daki temel döngüleri kendi içinde barındırıyor.
Bu kapalı ekosistem, NASA'nın dünya dışı gezegenlerde yaşam alanları oluşturma konusundaki çalışmalarına da ışık tutuyor. Bitki ekosistemlerinin gezegenlerin kolonileştirilmesinde ve insanlığın hayatta kalmasında önemli bir rol oynaması bekleniyor.