**Beverly Hills, 90210 Oyuncusu Shannen Doherty Meme Kanserinden Hayatını Kaybetti** Hollywood - En ikonik televizyon dizilerinden birinin yıldızı olan Shannen Doherty, uzun süredir mücadele ettiği meme kanseriyle savaşını kaybetti. Ailesi ve yakınları tarafından duyurulan açıklamada, 43 yaşındaki oyuncunun 11 Şubat 2023 Cumartesi günü Los Angeles'ta huzur içinde uykusunda vefat ettiği belirtildi. Doherty, popüler gençlik dizisi "Beverly Hills, 90210"da Brenda Walsh karakterini canlandırmasıyla tanınıyordu. Dizinin 1990-2000 yılları arasında yayınlanan 10 sezonunda rol alan Doherty, dizinin en sevilen karakterlerinden biri haline geldi. 2015 yılında Doherty'e meme kanseri teşhisi kondu ve bu teşhis o güne kadar gizli tuttu. Kanserle olan savaşını kamuoyunda paylaşması, meme kanseri farkındalığının artmasına ve hastalıkla mücadele edenlere ilham vermesine yardımcı oldu. Doherty, 2017 yılında kanserin remisyona girdiğini duyurdu ancak 2019 yılında hastalığın dördüncü evresine geçtiğini açıkladı. Cesur bir şekilde savaşa devam ederek hayranlarına ve dünyanın dört bir yanındaki kanserle mücadele edenlere umut oldu. Ailesi yayınladıkları açıklamada, "Shannen'in inanılmaz gücü ve sevgisi, bizi tüm bu zaman boyunca taşıdı ve kaybıyla yaşadığımız boşluğu hiçbir şey dolduramayacak" dedi. "O olağanüstü bir anne, eş, kız kardeş, kuzen ve arkadaştı. Onu sonsuza dek özleyeceğiz." Doherty'nin hayatı ve mirası, 90'ların gençlik kültürünü şekillendirmeye yardımcı olan ikonik bir karakteri oynaması, meme kanseri farkındalığını artırması ve her zaman savaşma ruhunu korumasıyla hatırlanacak.

**İngiltere'de Evsizlik Neredeyse 2 Katına Çıktı** Londra - İngiltere'de evsizlik oranı son 13 yılda neredeyse iki katına çıkarak son 10 yıldır azalan eğilimi tersine çevirdi. Resmi verilere göre, sokakta yaşayan veya sığınak evlerinde kalan insanların sayısı 2023'te 242.000'e ulaşarak 2010'daki 122.000'den keskin bir artış gösterdi. Bu rakamlar, İngiltere'de evsizlikle mücadele eden hayır kurumları tarafından alarmla karşılandı. Crisis yardım kuruluşunun CEO'su Jon Sparkes, "Bu rakamlar İngiltere'de evsizlikle mücadelede yaşadığımız krizin ürkütücü bir hatırlatıcısıdır" dedi. "Evsiz sayısı rekor seviyelere ulaştı ve hala hızla artıyor." Artış, evsizlik hizmetlerine erişimin azalması, uygun fiyatlı konut sıkıntısı ve yaşam maliyetindeki artış gibi bir dizi faktöre bağlanıyor. **Evsizlik Hizmetlerine Erişimin Azalması** Geçtiğimiz on yılda hükümet, evsizlik hizmetleri için fonlarda önemli kesintiler yaptı. Buna, rough sleepers için gece barınaklarının kapatılması ve evsizliğe karşı çalışan yardım kuruluşlarına verilen fonların azaltılması da dahil. Bu kesintiler evsiz insanların hayati desteğe erişimini zorlaştırdı. Çoğu sokakta yaşayan kişi akıl sağlığı sorunları, bağımlılık veya aile içi şiddet gibi çoklu sorunlar yaşıyor. Bu hizmetler olmadan, iyileşmeleri ve kalıcı barınma bulmaları zorlaşıyor. **Uygun Fiyatlı Konut Sıkıntısı** Yeterli sayıda uygun fiyatlı konut bulunmaması, evsizliğe katkıda bulunan önemli bir faktördür. İngiltere'de ev fiyatları hızla artıyor ve giderek daha fazla insan özel sektör kirasını karşılayamıyor. **Yaşam Maliyetindeki Artış** Son zamanlarda enerji ve gıda fiyatlarındaki keskin artışlar, evsiz kişilerin durumunu daha da kötüleştirdi. Sokakta yaşayan insanlar genellikle çok az paraları vardır ve bu maliyetler onları hayatta kalma konusunda daha fazla baskı altına almıştır. **Hükümetin Cevabı** Hükümet, evsizlikle mücadele konusundaki başarısızlığından dolayı eleştiriliyor. Eleştirmenler, konuyla ilgili kapsamlı bir strateji geliştirmekte başarısız kaldığını ve sorunu daha da kötüleştiren politikalar uygulamaya koyduğunu savunuyor. Hükümet, evsizlik üzerindeki etkisini kabul ederek evsizlikle mücadele için "leveller" adı verilen yeni bir program başlattığını belirtti. Program, evsizliğin temel nedenlerini ele almayı ve evsiz olan insanlara kalıcı barınma sağlamayı amaçlıyor. Ancak eleştirmenler, bu programın, evsizliği gerçekten azaltmak için gereken iddialılık ve kapsamdan yoksun olduğunu savunuyor. İngiltere'deki evsizlik krizinin devam etmesi bekleniyor ve uygun fiyatlı konut, akıl sağlığı desteği ve yaşam maliyetinin düşürülmesi gibi konuları ele alan kapsamlı bir stratejiye acil ihtiyaç var.

**İngiltere'de Evsizlik Neredeyse 2 Katına Çıktı** Londra - İngiltere'de evsizlik oranı son 13 yılda neredeyse iki katına çıkarak son 10 yıldır azalan eğilimi tersine çevirdi. Resmi verilere göre, sokakta yaşayan veya sığınak evlerinde kalan insanların sayısı 2023'te 242.000'e ulaşarak 2010'daki 122.000'den keskin bir artış gösterdi. Bu rakamlar, İngiltere'de evsizlikle mücadele eden hayır kurumları tarafından alarmla karşılandı. Crisis yardım kuruluşunun CEO'su Jon Sparkes, "Bu rakamlar İngiltere'de evsizlikle mücadelede yaşadığımız krizin ürkütücü bir hatırlatıcısıdır" dedi. "Evsiz sayısı rekor seviyelere ulaştı ve hala hızla artıyor." Artış, evsizlik hizmetlerine erişimin azalması, uygun fiyatlı konut sıkıntısı ve yaşam maliyetindeki artış gibi bir dizi faktöre bağlanıyor. **Evsizlik Hizmetlerine Erişimin Azalması** Geçtiğimiz on yılda hükümet, evsizlik hizmetleri için fonlarda önemli kesintiler yaptı. Buna, rough sleepers için gece barınaklarının kapatılması ve evsizliğe karşı çalışan yardım kuruluşlarına verilen fonların azaltılması da dahil. Bu kesintiler evsiz insanların hayati desteğe erişimini zorlaştırdı. Çoğu sokakta yaşayan kişi akıl sağlığı sorunları, bağımlılık veya aile içi şiddet gibi çoklu sorunlar yaşıyor. Bu hizmetler olmadan, iyileşmeleri ve kalıcı barınma bulmaları zorlaşıyor. **Uygun Fiyatlı Konut Sıkıntısı** Yeterli sayıda uygun fiyatlı konut bulunmaması, evsizliğe katkıda bulunan önemli bir faktördür. İngiltere'de ev fiyatları hızla artıyor ve giderek daha fazla insan özel sektör kirasını karşılayamıyor. **Yaşam Maliyetindeki Artış** Son zamanlarda enerji ve gıda fiyatlarındaki keskin artışlar, evsiz kişilerin durumunu daha da kötüleştirdi. Sokakta yaşayan insanlar genellikle çok az paraları vardır ve bu maliyetler onları hayatta kalma konusunda daha fazla baskı altına almıştır. **Hükümetin Cevabı** Hükümet, evsizlikle mücadele konusundaki başarısızlığından dolayı eleştiriliyor. Eleştirmenler, konuyla ilgili kapsamlı bir strateji geliştirmekte başarısız kaldığını ve sorunu daha da kötüleştiren politikalar uygulamaya koyduğunu savunuyor. Hükümet, evsizlik üzerindeki etkisini kabul ederek evsizlikle mücadele için "leveller" adı verilen yeni bir program başlattığını belirtti. Program, evsizliğin temel nedenlerini ele almayı ve evsiz olan insanlara kalıcı barınma sağlamayı amaçlıyor. Ancak eleştirmenler, bu programın, evsizliği gerçekten azaltmak için gereken iddialılık ve kapsamdan yoksun olduğunu savunuyor. İngiltere'deki evsizlik krizinin devam etmesi bekleniyor ve uygun fiyatlı konut, akıl sağlığı desteği ve yaşam maliyetinin düşürülmesi gibi konuları ele alan kapsamlı bir stratejiye acil ihtiyaç var.

**Avrupa Parlamentosu'nun Seçimlerden Sonraki İlk Genel Kurulu: Bilinmesi Gerekenler** Strazburg, 2 Temmuz 2024 - Avrupa Parlamentosu (EP), Avrupa Birliği'nin yasama organı, 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından ilk genel kurulunu bugün Strazburg'da toplayacak. **Yeni Başkanın Seçimi** Genel kurulun ilk görevi, Avrupa Parlamentosu Başkanını seçmek olacak. Mevcut Başkan Roberta Metsola'nın görev süresi sona eriyor ve yerine gelecek kişi, önümüzdeki iki buçuk yıl boyunca seçilmiş kurumun başı olacak. Başkanlık adayları arasında, Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grubundan Iratxe García Pérez, Avrupa Halk Partisi (EPP) grubundan Manfred Weber ve Yeniden Canlanma Avrupa (Renew) grubundan Stéphane Séjourné yer alıyor. **Siyasi Grupların Yapısı** Seçimler, Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi grupların yapısında önemli değişikliklere yol açtı. S&D, 148 sandalyeyle en büyük grup olmaya devam ediyor, ancak çoğunluğunu kaybetti. EPP 122 sandalyeyle ikinci, Renew 102 sandalyeyle üçüncü sırada yer alıyor. Avrupa Muhafazakarları ve Reformcular (ECR) grubu 64, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı (Greens/EFA) 41 ve Kimlik ve Demokrasi (ID) grubu 64 sandalyeye sahip oldu. Diğer gruplar 94 sandalyeye bölündü, bu da Avrupa Parlamentosu'nda kararsız koalisyonlar oluşmasını muhtemel hale getiriyor. **Öncelikli Konular** Avrupa Parlamentosu'nun yeni oturumu, Ukrayna'daki savaş, enerji krizi, iklim değişikliği ve göç gibi bir dizi zorlukla karşı karşıya. Parlamento, küresel zorlukları ele almak için AB'nin tepkisini şekillendirmede ve Birliğin geleceğini biçimlendirmede önemli bir rol oynayacak. **Genel Kurul Süreci** Genel kurul, iki günlük bir oturum olarak gerçekleştirilecek ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin (MEP'ler) konuşmalar yapması, kararlar alması ve tartışmalar yapması bekleniyor. Oturum aynı zamanda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'den bir konuşma içerecek. Avrupa Parlamentosu'nun ilk genel kurulu, AB'nin geleceği için önemli bir kilometre taşı olacak. Parlamento'nun yeni bileşimi ve öncelikleri, Birliğin önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı zorlukları şekillendirecek.

**Avrupa Parlamentosu'nun Seçimlerden Sonraki İlk Genel Kurulu: Bilinmesi Gerekenler** Strazburg, 2 Temmuz 2024 - Avrupa Parlamentosu (EP), Avrupa Birliği'nin yasama organı, 2024 Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından ilk genel kurulunu bugün Strazburg'da toplayacak. **Yeni Başkanın Seçimi** Genel kurulun ilk görevi, Avrupa Parlamentosu Başkanını seçmek olacak. Mevcut Başkan Roberta Metsola'nın görev süresi sona eriyor ve yerine gelecek kişi, önümüzdeki iki buçuk yıl boyunca seçilmiş kurumun başı olacak. Başkanlık adayları arasında, Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grubundan Iratxe García Pérez, Avrupa Halk Partisi (EPP) grubundan Manfred Weber ve Yeniden Canlanma Avrupa (Renew) grubundan Stéphane Séjourné yer alıyor. **Siyasi Grupların Yapısı** Seçimler, Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi grupların yapısında önemli değişikliklere yol açtı. S&D, 148 sandalyeyle en büyük grup olmaya devam ediyor, ancak çoğunluğunu kaybetti. EPP 122 sandalyeyle ikinci, Renew 102 sandalyeyle üçüncü sırada yer alıyor. Avrupa Muhafazakarları ve Reformcular (ECR) grubu 64, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı (Greens/EFA) 41 ve Kimlik ve Demokrasi (ID) grubu 64 sandalyeye sahip oldu. Diğer gruplar 94 sandalyeye bölündü, bu da Avrupa Parlamentosu'nda kararsız koalisyonlar oluşmasını muhtemel hale getiriyor. **Öncelikli Konular** Avrupa Parlamentosu'nun yeni oturumu, Ukrayna'daki savaş, enerji krizi, iklim değişikliği ve göç gibi bir dizi zorlukla karşı karşıya. Parlamento, küresel zorlukları ele almak için AB'nin tepkisini şekillendirmede ve Birliğin geleceğini biçimlendirmede önemli bir rol oynayacak. **Genel Kurul Süreci** Genel kurul, iki günlük bir oturum olarak gerçekleştirilecek ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin (MEP'ler) konuşmalar yapması, kararlar alması ve tartışmalar yapması bekleniyor. Oturum aynı zamanda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'den bir konuşma içerecek. Avrupa Parlamentosu'nun ilk genel kurulu, AB'nin geleceği için önemli bir kilometre taşı olacak. Parlamento'nun yeni bileşimi ve öncelikleri, Birliğin önümüzdeki yıllarda karşılaşacağı zorlukları şekillendirecek.

**Fransız Okullarına Çocuğunu Gönderen Veliler, Türk Öğrencilerin Haklarının Korunmasını Talep Ediyor** **Paris -** Fransız okullarına çocuklarını gönderen Türk veliler, Türk öğrencilerin haklarının korunması konusunda endişelerini dile getirerek, yetkililerden harekete geçilmesini talep ediyor. Veliler, son yıllarda Fransız okullarında Türk öğrencilere yönelik ayrımcılık ve önyargının arttığına tanık olduklarını ifade ettiler. Bu durumun, öğrencilerin eğitim hayatlarını olumsuz etkilediğini ve psikolojik sıkıntılara yol açtığını belirttiler. **Ayrımcılık İddiaları** Velilerin iddialarına göre, Türk öğrenciler diğer öğrencilerden farklı muamele görüyor ve bazı durumlarda açıkça ayrımcılığa uğruyorlar. Öğretmenlerin Türk öğrencilerin başarısını küçümsediği, onlara daha sık ceza verdiği ve diğer öğrencilerle aynı fırsatları sunmadığı yönünde şikayetler var. Ayrıca, Türk öğrencilerin bazı derslerde diğer öğrencilerden ayrı tutulduğu ve onlara daha düşük kaliteli eğitim verildiği iddiaları da yer alıyor. Bu durum, öğrencilerin akademik başarılarını olumsuz etkiliyor ve gelecekteki eğitim ve kariyer olanaklarını kısıtlıyor. **Psikolojik Sıkıntılar** Ayrımcılık ve önyargı, Türk öğrenciler üzerinde önemli psikolojik sıkıntılara yol açıyor. Veliler, çocuklarının okulda kendilerini yalnız ve dışlanmış hissettiklerini, özgüvenlerinin azaldığını ve hatta depresyon belirtileri gösterdiklerini ifade ediyorlar. Öğrenciler, kendilerine yönelik olumsuz yorumlar ve davranışlardan dolayı okula gitmekten korkar ve derslerinde başarı göstermekte zorlanır hale gelebiliyorlar. Bu durum, uzun vadede öğrencilerin genel sağlığını ve refahını olumsuz etkileyebiliyor. **Yetkililerden Harekete Geçilmesi Talep Ediliyor** Türk velileri, yetkililerden aşağıdaki taleplerde bulunuyorlar: * Türk öğrencilere yönelik ayrımcılık ve önyargının önlenmesi için politikalar ve önlemler alınması * Öğretmenlerin çok kültürlü eğitim konusunda eğitilmesi * Türk öğrencilerin haklarının korunması için şikayet mekanizmaları oluşturulması * Türk öğrencilerin eğitim ve kariyer yollarında başarı sağlamalarını destekleyecek programların uygulanması **Sonuç** Fransız okullarına çocuklarını gönderen Türk veliler, Türk öğrencilerin haklarının korunması konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Ayrımcılık ve önyargı iddiaları, öğrencilerin eğitim hayatlarını ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkiliyor. Veliler, yetkililerden sorunun giderilmesi için harekete geçilmesini talep ediyorlar. Bu durum, tüm öğrencilerin eşit fırsatlara sahip olduğu ve eğitimde başarı sağlayabileceği kapsayıcı ve adil bir eğitim sistemi yaratmak için hayati önem taşıyor.

**Fransız Okullarına Çocuğunu Gönderen Veliler, Türk Öğrencilerin Haklarının Korunmasını Talep Ediyor** **Paris -** Fransız okullarına çocuklarını gönderen Türk veliler, Türk öğrencilerin haklarının korunması konusunda endişelerini dile getirerek, yetkililerden harekete geçilmesini talep ediyor. Veliler, son yıllarda Fransız okullarında Türk öğrencilere yönelik ayrımcılık ve önyargının arttığına tanık olduklarını ifade ettiler. Bu durumun, öğrencilerin eğitim hayatlarını olumsuz etkilediğini ve psikolojik sıkıntılara yol açtığını belirttiler. **Ayrımcılık İddiaları** Velilerin iddialarına göre, Türk öğrenciler diğer öğrencilerden farklı muamele görüyor ve bazı durumlarda açıkça ayrımcılığa uğruyorlar. Öğretmenlerin Türk öğrencilerin başarısını küçümsediği, onlara daha sık ceza verdiği ve diğer öğrencilerle aynı fırsatları sunmadığı yönünde şikayetler var. Ayrıca, Türk öğrencilerin bazı derslerde diğer öğrencilerden ayrı tutulduğu ve onlara daha düşük kaliteli eğitim verildiği iddiaları da yer alıyor. Bu durum, öğrencilerin akademik başarılarını olumsuz etkiliyor ve gelecekteki eğitim ve kariyer olanaklarını kısıtlıyor. **Psikolojik Sıkıntılar** Ayrımcılık ve önyargı, Türk öğrenciler üzerinde önemli psikolojik sıkıntılara yol açıyor. Veliler, çocuklarının okulda kendilerini yalnız ve dışlanmış hissettiklerini, özgüvenlerinin azaldığını ve hatta depresyon belirtileri gösterdiklerini ifade ediyorlar. Öğrenciler, kendilerine yönelik olumsuz yorumlar ve davranışlardan dolayı okula gitmekten korkar ve derslerinde başarı göstermekte zorlanır hale gelebiliyorlar. Bu durum, uzun vadede öğrencilerin genel sağlığını ve refahını olumsuz etkileyebiliyor. **Yetkililerden Harekete Geçilmesi Talep Ediliyor** Türk velileri, yetkililerden aşağıdaki taleplerde bulunuyorlar: * Türk öğrencilere yönelik ayrımcılık ve önyargının önlenmesi için politikalar ve önlemler alınması * Öğretmenlerin çok kültürlü eğitim konusunda eğitilmesi * Türk öğrencilerin haklarının korunması için şikayet mekanizmaları oluşturulması * Türk öğrencilerin eğitim ve kariyer yollarında başarı sağlamalarını destekleyecek programların uygulanması **Sonuç** Fransız okullarına çocuklarını gönderen Türk veliler, Türk öğrencilerin haklarının korunması konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Ayrımcılık ve önyargı iddiaları, öğrencilerin eğitim hayatlarını ve psikolojik sağlıklarını olumsuz etkiliyor. Veliler, yetkililerden sorunun giderilmesi için harekete geçilmesini talep ediyorlar. Bu durum, tüm öğrencilerin eşit fırsatlara sahip olduğu ve eğitimde başarı sağlayabileceği kapsayıcı ve adil bir eğitim sistemi yaratmak için hayati önem taşıyor.

**Trump'ın Başkan Yardımcısı Adayı Vance, Avrupa İçin Sorun Teşkil Ediyor Mu?** Eski Ohio Valisi J.D. Vance, başkan adayı Donald Trump'ın başkan yardımcılığı için tercih ettiği isim olarak ortaya çıktığından beri tartışmaların odağı haline geldi. Vance'in dış politika görüşleri, özellikle Avrupa ile ilgili söylemleri endişe kaynağı oldu. **Avrupa'ya İlişkin Görüşleri** Vance, Avrupa Birliği'ni (AB) "dünyadaki en büyük tehdidin" bir parçası olarak tanımladı ve AB'nin "dünya çapında ilerici tiranlığı yaydığını" iddia etti. Ayrıca Rusya'nın Kırım'ı ilhakını eleştirmekten kaçınırken, Ukrayna'ya verilen askeri desteği de kınadı. **Nato Üzerine Düşünceleri** Vance, NATO'yu "modası geçmiş bir ittifak" olarak nitelendirdi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin ittifaktaki yükümlülüklerini yeniden değerlendirmesi gerektiğini savundu. NATO müttefiklerine daha fazla askeri ve mali katkı yapma çağrısında bulundu. **Avrupa'nın Tepkisi** Vance'in dış politika görüşleri Avrupa liderleri ve yetkilileri arasında kaygı yarattı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Vance'in AB hakkındaki açıklamalarını "gerçeklikten kopuk" olarak nitelendirdi. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ise Vance'in görüşlerinin "tehlikeli ve sorumsuz" olduğunu söyledi. **Endişeler** Vance'in Avrupa hakkındaki görüşleri çeşitli endişelere yol açtı: * **Transatlantik İlişkilerin Zayıflaması:** Vance'in AB ve NATO hakkındaki söylemleri, ABD ile Avrupa arasındaki tarihi ittifakları zedeleme potansiyeline sahip. * **Rusya'nın Cesaretlendirilmesi:** Vance'in Rusya'ya yönelik uzlaştırıcı tutumu, Moskova'yı daha ileri saldırganlık eylemlerinde bulunmaya cesaretlendirebilir. * **Avrupa'da İstikrarsızlık:** Vance'in NATO'ya olan desteğinin azalması, Avrupa'da istikrarsızlığa yol açabilir ve Rusya gibi dış güçlere güvenlik boşluğunu doldurma fırsatı verebilir. **Sonuç** J.D. Vance'in Avrupa hakkındaki görüşleri, ABD-Avrupa ilişkileri için potansiyel sonuçlara sahip ciddi endişelere yol açtı. Avrupa liderleri ve yetkilileri, Vance'in ABD'nin Avrupa'daki rolüne ilişkin niyetleri hakkında daha fazla açıklama istedi. Vance'in görüşlerinin ABD'nin dış politikası üzerinde önemli bir etkisi olup olmayacağını görmek için seçim kampanyasının gidişatını takip etmek çok önemli olacak.

**Trump'ın Başkan Yardımcısı Adayı Vance, Avrupa İçin Sorun Teşkil Ediyor Mu?** Eski Ohio Valisi J.D. Vance, başkan adayı Donald Trump'ın başkan yardımcılığı için tercih ettiği isim olarak ortaya çıktığından beri tartışmaların odağı haline geldi. Vance'in dış politika görüşleri, özellikle Avrupa ile ilgili söylemleri endişe kaynağı oldu. **Avrupa'ya İlişkin Görüşleri** Vance, Avrupa Birliği'ni (AB) "dünyadaki en büyük tehdidin" bir parçası olarak tanımladı ve AB'nin "dünya çapında ilerici tiranlığı yaydığını" iddia etti. Ayrıca Rusya'nın Kırım'ı ilhakını eleştirmekten kaçınırken, Ukrayna'ya verilen askeri desteği de kınadı. **Nato Üzerine Düşünceleri** Vance, NATO'yu "modası geçmiş bir ittifak" olarak nitelendirdi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin ittifaktaki yükümlülüklerini yeniden değerlendirmesi gerektiğini savundu. NATO müttefiklerine daha fazla askeri ve mali katkı yapma çağrısında bulundu. **Avrupa'nın Tepkisi** Vance'in dış politika görüşleri Avrupa liderleri ve yetkilileri arasında kaygı yarattı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Vance'in AB hakkındaki açıklamalarını "gerçeklikten kopuk" olarak nitelendirdi. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ise Vance'in görüşlerinin "tehlikeli ve sorumsuz" olduğunu söyledi. **Endişeler** Vance'in Avrupa hakkındaki görüşleri çeşitli endişelere yol açtı: * **Transatlantik İlişkilerin Zayıflaması:** Vance'in AB ve NATO hakkındaki söylemleri, ABD ile Avrupa arasındaki tarihi ittifakları zedeleme potansiyeline sahip. * **Rusya'nın Cesaretlendirilmesi:** Vance'in Rusya'ya yönelik uzlaştırıcı tutumu, Moskova'yı daha ileri saldırganlık eylemlerinde bulunmaya cesaretlendirebilir. * **Avrupa'da İstikrarsızlık:** Vance'in NATO'ya olan desteğinin azalması, Avrupa'da istikrarsızlığa yol açabilir ve Rusya gibi dış güçlere güvenlik boşluğunu doldurma fırsatı verebilir. **Sonuç** J.D. Vance'in Avrupa hakkındaki görüşleri, ABD-Avrupa ilişkileri için potansiyel sonuçlara sahip ciddi endişelere yol açtı. Avrupa liderleri ve yetkilileri, Vance'in ABD'nin Avrupa'daki rolüne ilişkin niyetleri hakkında daha fazla açıklama istedi. Vance'in görüşlerinin ABD'nin dış politikası üzerinde önemli bir etkisi olup olmayacağını görmek için seçim kampanyasının gidişatını takip etmek çok önemli olacak.

**AB, Orban'ın Tartışmalı Moskova ve Pekin Ziyaretleri Nedeniyle Macaristan Dönem Başkanlığını Boykot Ediliyor** **Brüksel, Belçika -** Avrupa Birliği (AB), Başbakan Viktor Orban'ın Rusya ve Çin'e tartışmalı ziyaretlerini protesto etmek için Macaristan'ın yaklaşan AB dönem başkanlığını boykot edeceğini duyurdu. Orban, 1 Şubat'ta Moskova'yı ziyaret etmiş ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüştü. Ziyaret, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ışığında geniş çapta kınanmıştı. Orban ayrıca, Rusya'ya ucuz gaz tedarikini sağlamak için Putin ile bir anlaşma imzalamıştı. Orban'ın 4 Şubat'ta Pekin'i ziyareti de tartışmalara neden oldu. Ziyaret, AB'nin Çin ile gergin ilişkilerini bir zamanda gerçekleşti. Orban, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüştü ve Çin ile bir dizi ekonomi anlaşması imzaladı. AB yetkilileri, Orban'ın Rusya ve Çin'e yaptığı ziyaretleri AB'nin dış politika pozisyonlarına yönelik bir "ihanet" olarak nitelendirdi. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Orban'ın eylemleri kabul edilemez. AB'nin birlik ve dayanışmasını zayıflatıyor" dedi. AB'nin Macaristan dönem başkanlığını boykot kararı, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından açıklandı. Borrell, "Macaristan'ın AB dönem başkanlığı sırasında, Orban'ın tartışmalı ziyaretlerinin oluşturduğu derin güven ihlalinin gölgesinde kalmasını istemiyoruz" dedi. Macaristan hükümeti AB'nin kararını kınadı. Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, "Orban'ın ziyaretleri AB'nin çıkarlarına uygun ve AB'yi bölmek gibi bir niyetimiz yok" dedi. AB'nin Macaristan'ın AB dönem başkanlığını boykot etmesi, AB ile Macaristan arasındaki gerilimlerde yeni bir tırmanışa işaret ediyor. İki taraf arasında hukukun üstünlüğü ve AB değerleri konusundaki uzun süredir devam eden bir anlaşmazlık var.