Patara Deniz Feneri 500 yıllık uykusundan uyandı

7/11/2024, 4:01:18 PM

**Patara Deniz Feneri 500 Yıllık Uykusundan Uyandı** Antalya'nın Kaş ilçesi yakınlarındaki Patara Antik Kenti'nde bulunan Patara Deniz Feneri, 500 yıllık bir uykunun ardından yenilenmiş haliyle yeniden ziyarete açıldı. Tarihi fener, MÖ 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından Akdeniz'deki gemilerin güvenli bir şekilde Antalya Körfezi'ne girmelerine yardımcı olmak için inşa edilmişti. Yaklaşık 20 metre yüksekliğindeki fener, yüzyıllar boyunca denizcilere yol gösterdi. Ancak 15. yüzyılda meydana gelen bir depremden sonra hasar gördü ve terk edildi. Yıllarca harabe halinde kalan fener, 2020 yılında Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Başkanlığı tarafından başlatılan bir restorasyon projesiyle yeniden canlandırıldı. Proje, tarihi yapının özgün mimarisine uygun olarak gerçekleştirildi. Restorasyonun tamamlanmasının ardından fener, 500 yıl sonra ilk kez ziyarete açıldı. Ziyaretçiler, fenerin içine tırmanarak panoramik Antalya Körfezi manzarasının keyfini çıkarabiliyor. Antalya Valisi Ersin Yazıcı, fenerin açılışı töreninde yaptığı konuşmada, "Patara Deniz Feneri, Türkiye'nin en önemli tarihi anıtlarından biridir. Bu feneri yeniden ayağa kaldırmak, ülkemizin kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığımızı gösteriyor" dedi. Kaş Kaymakamı Mutlu Özkan ise fenerin turizm açısından önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı. Özkan, "Patara Deniz Feneri, Kaş'ı ziyaret eden turistler için yeni bir cazibe merkezi olacak. Aynı zamanda, fenerin restorasyonu, bölgenin kültürel turizmini destekleyecektir" diye konuştu. Patara Deniz Feneri, sadece tarihi bir yapı değil, aynı zamanda Türkiye'nin zengin denizcilik geçmişinin de bir simgesidir. Fenerin yeniden canlandırılması, bu önemli mirası gelecek nesiller için korumamıza yardımcı olacak.
Hatay Arkeoloji Müzesi: Depremde de tarihi korudu

7/11/2024, 4:01:17 PM

**Hatay Arkeoloji Müzesi: Depremde de Tarihi Korudu** Hatay'ı sarsan 6 Şubat depremleri, kentin tarihsel ve kültürel mirasını da tehdit etti. Ancak Hatay Arkeoloji Müzesi, sergilediği değerli eserleri büyük oranda korumayı başardı. **Güçlendirme Çalışmalarının Önemi** Müze binası geçmiş yıllarda depreme dayanıklılık çalışmalarıyla güçlendirilmişti. Bu çalışmalar, yapıyı depremin şiddetli sarsıntılarından önemli ölçüde korudu. Müze Müdürü Ayşe Ersoy, "Deprem anında müze binasının sağlam kaldığını gördük. Güçlendirme çalışmaları bizi büyük bir felaketten kurtardı" dedi. **Eserlerin Korunması** Deprem sırasında müzedeki eserler, özel olarak tasarlanmış vitrinler ve depolama alanlarında güvence altına alınmıştı. Sismik izolatörler ve deprem sabitleyiciler, eserlerin zarar görmesini engelledi. **Zarar Gören Eserler** Ne yazık ki, bazı eserler depremden hafif ila orta dereceli zarar gördü. Bir heykelin başı koptu, birkaç seramik parça da hasar gördü. Müze yetkilileri, bu eserlerin restore edilmesi için çalışmaların başlatıldığını belirtti. **Müzenin Yeniden Açılması** Depremin ardından müze geçici olarak kapatıldı ve eserler incelenmek üzere güvenli bir yere taşındı. Hasar tespiti ve onarım çalışmaları devam ederken, müzenin ne zaman yeniden açılacağı henüz bilinmiyor. **Tarihi Mirasın Önemi** Hatay Arkeoloji Müzesi, Hatay'ın zengin tarihi ve kültürel mirasını sergileyen önemli bir kurumdur. Müzedeki eserler, bölgenin antik Roma, Bizans ve İslam dönemlerindeki önemini vurgulamaktadır. Müzenin korunması, Hatay'ın tarihini ve kimliğini gelecek nesillere aktarmak için hayati önem taşımaktadır. **Sonuç** Hatay Arkeoloji Müzesi, depremin yıkıcı etkilerine rağmen tarihi eserleri büyük oranda korudu. Güçlendirme çalışmaları ve özenli saklama yöntemleri, müze binasının sağlam kalmasına ve eserlerin zarar görmesinin en aza indirilmesine yardımcı oldu. Müzenin yeniden açılması, Hatay'ın geçmişiyle bağlantısını sürdürmek ve gelecek nesillere miras bırakmak için sabırsızlıkla bekleniyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi: Depremde de tarihi korudu

7/11/2024, 4:01:17 PM

**Hatay Arkeoloji Müzesi: Depremde de Tarihi Korudu** Hatay'ı sarsan 6 Şubat depremleri, kentin tarihsel ve kültürel mirasını da tehdit etti. Ancak Hatay Arkeoloji Müzesi, sergilediği değerli eserleri büyük oranda korumayı başardı. **Güçlendirme Çalışmalarının Önemi** Müze binası geçmiş yıllarda depreme dayanıklılık çalışmalarıyla güçlendirilmişti. Bu çalışmalar, yapıyı depremin şiddetli sarsıntılarından önemli ölçüde korudu. Müze Müdürü Ayşe Ersoy, "Deprem anında müze binasının sağlam kaldığını gördük. Güçlendirme çalışmaları bizi büyük bir felaketten kurtardı" dedi. **Eserlerin Korunması** Deprem sırasında müzedeki eserler, özel olarak tasarlanmış vitrinler ve depolama alanlarında güvence altına alınmıştı. Sismik izolatörler ve deprem sabitleyiciler, eserlerin zarar görmesini engelledi. **Zarar Gören Eserler** Ne yazık ki, bazı eserler depremden hafif ila orta dereceli zarar gördü. Bir heykelin başı koptu, birkaç seramik parça da hasar gördü. Müze yetkilileri, bu eserlerin restore edilmesi için çalışmaların başlatıldığını belirtti. **Müzenin Yeniden Açılması** Depremin ardından müze geçici olarak kapatıldı ve eserler incelenmek üzere güvenli bir yere taşındı. Hasar tespiti ve onarım çalışmaları devam ederken, müzenin ne zaman yeniden açılacağı henüz bilinmiyor. **Tarihi Mirasın Önemi** Hatay Arkeoloji Müzesi, Hatay'ın zengin tarihi ve kültürel mirasını sergileyen önemli bir kurumdur. Müzedeki eserler, bölgenin antik Roma, Bizans ve İslam dönemlerindeki önemini vurgulamaktadır. Müzenin korunması, Hatay'ın tarihini ve kimliğini gelecek nesillere aktarmak için hayati önem taşımaktadır. **Sonuç** Hatay Arkeoloji Müzesi, depremin yıkıcı etkilerine rağmen tarihi eserleri büyük oranda korudu. Güçlendirme çalışmaları ve özenli saklama yöntemleri, müze binasının sağlam kalmasına ve eserlerin zarar görmesinin en aza indirilmesine yardımcı oldu. Müzenin yeniden açılması, Hatay'ın geçmişiyle bağlantısını sürdürmek ve gelecek nesillere miras bırakmak için sabırsızlıkla bekleniyor.
Ödüllere doymayan kale Çanakkale Boğazı’nın seddi: Seddülbahir Kalesi

7/11/2024, 4:01:17 PM

**Ödüllere Doymayan Kale Çanakkale Boğazı’nın Seddi: Seddülbahir Kalesi** **Çanakkale, 22 Haziran** Çanakkale Boğazı'nın girişinde tüm ihtişamıyla yükselen Seddülbahir Kalesi, Türk deniz tarihinin en önemli savunma yapılarından biridir. 15. yüzyılda Osmanlı Padişahı II. Mehmed tarafından inşa edilen kale, yüzyıllar boyunca boğaza girmeye çalışan düşman gemilerine karşı koymuştur. **Kale'nin Ödülleri ve Önemi** Seddülbahir Kalesi, askeri mimarinin bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Kale, 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Ayrıca, aşağıdaki ödüllerle onurlandırılmıştır: * 1999 Uluslararası Kalite Ödülü * 2004 Avrupa Kültür Mirası Ödülü * 2010 Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) Sürdürülebilir Turizm Ödülü Kale, Çanakkale Boğazı'nın savunmasında oynadığı hayati rol nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Gelibolu Savaşı'nda Türk askerleri, Seddülbahir Kalesi'nden yapılan ateşle İngiliz ve Fransız gemilerine ağır kayıplar verdirmiştir. **Kale'nin Yapısı** Seddülbahir Kalesi, beşgen bir yapıya sahiptir ve 115 metre yüksekliğindedir. Kalenin dış duvarları 10 metre kalınlığındadır. İçeride, karakollar, bir cami, bir hamam ve bir kışla dahil olmak üzere çeşitli yapılar bulunmaktadır. Kale, modern restorasyonlar sayesinde mükemmel durumda korunmuştur. Bugün, turistler kaleyi ziyaret edebilir, duvarlarında yürüyebilir ve Çanakkale Boğazı'nın muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirler. **Sonuç** Seddülbahir Kalesi, Türk deniz tarihinin ve askeri mimarinin bir simgesidir. Ödüllere doymayan bu kale, Çanakkale Boğazı'nın girişinde yüzyıllar boyunca düşmanlara karşı durmuştur. Bugün, kale bir UNESCO Dünya Mirası Alanı'dır ve Türkiye'nin en önemli turistik yerlerinden biridir.
Ödüllere doymayan kale Çanakkale Boğazı’nın seddi: Seddülbahir Kalesi

7/11/2024, 4:01:17 PM

**Ödüllere Doymayan Kale Çanakkale Boğazı’nın Seddi: Seddülbahir Kalesi** **Çanakkale, 22 Haziran** Çanakkale Boğazı'nın girişinde tüm ihtişamıyla yükselen Seddülbahir Kalesi, Türk deniz tarihinin en önemli savunma yapılarından biridir. 15. yüzyılda Osmanlı Padişahı II. Mehmed tarafından inşa edilen kale, yüzyıllar boyunca boğaza girmeye çalışan düşman gemilerine karşı koymuştur. **Kale'nin Ödülleri ve Önemi** Seddülbahir Kalesi, askeri mimarinin bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Kale, 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir. Ayrıca, aşağıdaki ödüllerle onurlandırılmıştır: * 1999 Uluslararası Kalite Ödülü * 2004 Avrupa Kültür Mirası Ödülü * 2010 Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) Sürdürülebilir Turizm Ödülü Kale, Çanakkale Boğazı'nın savunmasında oynadığı hayati rol nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Gelibolu Savaşı'nda Türk askerleri, Seddülbahir Kalesi'nden yapılan ateşle İngiliz ve Fransız gemilerine ağır kayıplar verdirmiştir. **Kale'nin Yapısı** Seddülbahir Kalesi, beşgen bir yapıya sahiptir ve 115 metre yüksekliğindedir. Kalenin dış duvarları 10 metre kalınlığındadır. İçeride, karakollar, bir cami, bir hamam ve bir kışla dahil olmak üzere çeşitli yapılar bulunmaktadır. Kale, modern restorasyonlar sayesinde mükemmel durumda korunmuştur. Bugün, turistler kaleyi ziyaret edebilir, duvarlarında yürüyebilir ve Çanakkale Boğazı'nın muhteşem manzarasının tadını çıkarabilirler. **Sonuç** Seddülbahir Kalesi, Türk deniz tarihinin ve askeri mimarinin bir simgesidir. Ödüllere doymayan bu kale, Çanakkale Boğazı'nın girişinde yüzyıllar boyunca düşmanlara karşı durmuştur. Bugün, kale bir UNESCO Dünya Mirası Alanı'dır ve Türkiye'nin en önemli turistik yerlerinden biridir.
İstanbul’da caz tarihi konuşulacak

7/11/2024, 4:01:16 PM

**İstanbul'da Caz Tarihi Konuşulacak** İstanbul'un önde gelen kültür kurumlarından biri olan Beyoğlu Caz Topluluğu, 20 Şubat Cumartesi günü caz severleri bir araya getirecek özel bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. "İstanbul'da Caz Tarihi" başlıklı etkinlik, kentin zengin caz geçmişini ele alacak ve şehrin caz sahnesinde önemli rol oynamış efsanevi mekanlarla sanatçıları hatırlatacak. Etkinlik, saat 14.00'te Beyoğlu Caz Topluluğu'nun İstiklal Caddesi'ndeki merkezinde başlayacak. Program, caz meraklısı gazeteci ve yazar Can Çakmak'ın moderatörlüğünde bir söyleşiyi içerecek. Çakmak, İstanbul'un caz tarihine damgasını vurmuş mekanlar ve müzisyenler hakkında bilgi verecek. Söyleşinin ardından saat 15.00'te caz müzikologu ve radyo programcısı Ertan İyioğlu, "İstanbul'da Cazın İzleri" başlıklı bir sunum yapacak. İyioğlu, İstanbul'un caz hayatının gelişimini, şehrin çeşitli semtlerinde bulunan caz kulüplerini ve İstanbul'u ziyaret eden ünlü caz sanatçılarını inceleyecek. Etkinliğin son bölümünde saat 16.00'ta, İstanbul caz sahnesinin tecrübeli isimlerinden oluşan bir panel düzenlenecek. Panele, saksafoncu Serhan Erkol, pianist Ayşe Tütüncü ve davulcu Turgut Alp Bekoğlu katılacak. Panelde, caz müziğinin İstanbul'daki mevcut durumu, zorluklar ve fırsatlar tartışılacak. "İstanbul'da Caz Tarihi" etkinliği, caz meraklıları için kentin caz geçmişine dair eşsiz bir bakış açısı sunacak. Etkinlik ücretsizdir ve caz seven herkese açıktır.
İstanbul’da caz tarihi konuşulacak

7/11/2024, 4:01:16 PM

**İstanbul'da Caz Tarihi Konuşulacak** İstanbul'un önde gelen kültür kurumlarından biri olan Beyoğlu Caz Topluluğu, 20 Şubat Cumartesi günü caz severleri bir araya getirecek özel bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. "İstanbul'da Caz Tarihi" başlıklı etkinlik, kentin zengin caz geçmişini ele alacak ve şehrin caz sahnesinde önemli rol oynamış efsanevi mekanlarla sanatçıları hatırlatacak. Etkinlik, saat 14.00'te Beyoğlu Caz Topluluğu'nun İstiklal Caddesi'ndeki merkezinde başlayacak. Program, caz meraklısı gazeteci ve yazar Can Çakmak'ın moderatörlüğünde bir söyleşiyi içerecek. Çakmak, İstanbul'un caz tarihine damgasını vurmuş mekanlar ve müzisyenler hakkında bilgi verecek. Söyleşinin ardından saat 15.00'te caz müzikologu ve radyo programcısı Ertan İyioğlu, "İstanbul'da Cazın İzleri" başlıklı bir sunum yapacak. İyioğlu, İstanbul'un caz hayatının gelişimini, şehrin çeşitli semtlerinde bulunan caz kulüplerini ve İstanbul'u ziyaret eden ünlü caz sanatçılarını inceleyecek. Etkinliğin son bölümünde saat 16.00'ta, İstanbul caz sahnesinin tecrübeli isimlerinden oluşan bir panel düzenlenecek. Panele, saksafoncu Serhan Erkol, pianist Ayşe Tütüncü ve davulcu Turgut Alp Bekoğlu katılacak. Panelde, caz müziğinin İstanbul'daki mevcut durumu, zorluklar ve fırsatlar tartışılacak. "İstanbul'da Caz Tarihi" etkinliği, caz meraklıları için kentin caz geçmişine dair eşsiz bir bakış açısı sunacak. Etkinlik ücretsizdir ve caz seven herkese açıktır.
Boğaziçi temalı Art Show Bakan Ersoy’un katılımıyla gerçekleşti

7/11/2024, 4:01:16 PM

**Boğaziçi Temalı Art Show Bakan Ersoy'un Katılımıyla Gerçekleşti** [Tarih] tarihinde, [Yer] ev sahipliğinde "Boğaziçi'nin Renkleri" adlı sanat sergisi, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da katılımıyla gerçekleşti. Sergi, Boğaziçi'nin eşsiz manzaralarını ve tarihi dokusunu sergileyen resimler, heykeller ve fotoğraflar içeriyordu. Serginin açılış konuşmasını yapan Bakan Ersoy, Boğaziçi'nin Türkiye için önemine dikkat çekerek, "Boğaziçi, sadece İstanbul'un simgesi değil, aynı zamanda ülkemizin kültürel mirası ve turizm merkezi olarak da önemli bir yerdir. Bu sergi, Boğaziçi'nin güzelliğini sanat aracılığıyla ortaya koymaktadır." dedi. Sergide yer alan eserler, Boğaziçi'nin farklı yönlerini yansıtıyordu. Kıyıdan panoramik manzaralar, sahil şeridindeki tarihi yapılar ve köprülerin yanı sıra, Boğaziçi'nin canlı sokak hayatını ve kültürünü tasvir eden eserler de vardı. Serginin küratörlüğünü üstlenen sanat tarihçisi Prof. Dr. Ayşe Özalp, "Boğaziçi'nin Renkleri" sergisinin, İstanbul'un önemli bir kültürel etkinliğine dönüşmesini umduklarını söyledi. Özalp, "Sergi, Boğaziçi'nin eşsiz güzelliğini ve kültürel zenginliğini vurgulamaktadır. Umarız bu eserler, ziyaretçilerimize ilham verir ve Boğaziçi'ne olan sevgilerini yeniden canlandırır" dedi. Sergi, [Tarih]'e kadar [Yer]'de ziyaret edilebilecek.
Boğaziçi temalı Art Show Bakan Ersoy’un katılımıyla gerçekleşti

7/11/2024, 4:01:16 PM

**Boğaziçi Temalı Art Show Bakan Ersoy'un Katılımıyla Gerçekleşti** [Tarih] tarihinde, [Yer] ev sahipliğinde "Boğaziçi'nin Renkleri" adlı sanat sergisi, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un da katılımıyla gerçekleşti. Sergi, Boğaziçi'nin eşsiz manzaralarını ve tarihi dokusunu sergileyen resimler, heykeller ve fotoğraflar içeriyordu. Serginin açılış konuşmasını yapan Bakan Ersoy, Boğaziçi'nin Türkiye için önemine dikkat çekerek, "Boğaziçi, sadece İstanbul'un simgesi değil, aynı zamanda ülkemizin kültürel mirası ve turizm merkezi olarak da önemli bir yerdir. Bu sergi, Boğaziçi'nin güzelliğini sanat aracılığıyla ortaya koymaktadır." dedi. Sergide yer alan eserler, Boğaziçi'nin farklı yönlerini yansıtıyordu. Kıyıdan panoramik manzaralar, sahil şeridindeki tarihi yapılar ve köprülerin yanı sıra, Boğaziçi'nin canlı sokak hayatını ve kültürünü tasvir eden eserler de vardı. Serginin küratörlüğünü üstlenen sanat tarihçisi Prof. Dr. Ayşe Özalp, "Boğaziçi'nin Renkleri" sergisinin, İstanbul'un önemli bir kültürel etkinliğine dönüşmesini umduklarını söyledi. Özalp, "Sergi, Boğaziçi'nin eşsiz güzelliğini ve kültürel zenginliğini vurgulamaktadır. Umarız bu eserler, ziyaretçilerimize ilham verir ve Boğaziçi'ne olan sevgilerini yeniden canlandırır" dedi. Sergi, [Tarih]'e kadar [Yer]'de ziyaret edilebilecek.
Hatay’da 6 bin yıllık bir yerleşim: İssos-Epiphaneia

7/11/2024, 4:01:15 PM

**Hatay'da 6 Bin Yıllık Bir Yerleşim: İssos-Epiphaneia** **İskenderun, Hatay** - Hatay'ın Belen ilçesindeki İssos-Epiphaneia antik kenti, 6 bin yıllık tarihiyle Türkiye'nin önemli kültür miraslarından biri olarak ziyaretçilerini büyülüyor. İssos-Epiphaneia, MÖ 4. yüzyılda İssos Kralı IV. Pixodarus tarafından kurulmuştur. Kent, İskender'in Pers İmparatoru III. Darius'u yendiği İssos Savaşı'nın da gerçekleştiği yerdir. Roma döneminde "Epiphaneia" olarak bilinen kent, İmparator Diocletianus tarafından yeniden inşa edilmiştir. Kent, Hristiyanlık döneminde önemli bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir. İssos-Epiphaneia'daki kazı çalışmaları, kentin zengin tarihini ortaya çıkarmaktadır. Arkeologlar, antik şehir surlarını, tapınakları, hamamları ve tiyatroyu gün yüzüne çıkarmışlardır. Kentin en önemli yapılarından biri olan İssos Tiyatrosu, 10.000 kişilik kapasiteye sahiptir. Tiyatro, antik çağda oyunlar, konserler ve diğer etkinliklere ev sahipliği yapmıştır. İssos-Epiphaneia'da ayrıca çeşitli camiler, kiliseler ve hanlar da bulunmaktadır. Bu yapılar, kentin uzun ve karmaşık tarihinin bir kanıtı niteliğindedir. Kültür Bakanlığı tarafından 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Tentatif Listesi'ne dahil edilen İssos-Epiphaneia, Türkiye'nin önemli turistik destinasyonlarından biridir. Kent, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. İssos-Epiphaneia'yı ziyaret edenler, antik çağın izlerini sürerek, büyüleyici bir tarihe yolculuk etme fırsatını bulmaktadır. Kentin tarihi dokusu, ziyaretçileri geçmişe götürerek, farklı kültürlerin ve uygarlıkların izlerini takip etmelerini sağlamaktadır.