**Türkiye Aile Destek Programı Ödemeleri Hesaplara Yatırıldı** Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türkiye Aile Destek Programı kapsamındaki ödemelerin hesaplara yatırıldığını duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 1,3 milyon haneye toplam 5,1 milyar liranın aktarıldığı belirtildi. Ödemeler, hane başına 1.250 TL olarak hesaplara yatırıldı. Türkiye Aile Destek Programı, ihtiyaç sahibi ailelere yönelik olarak hayata geçirilen bir destek paketidir. Program kapsamında, gelir düzeyi belirli bir sınırın altında olan ailelere aylık 1.250 TL ödeme yapılmaktadır. Ödemeler, ihtiyaç sahibi ailelerin hesaplarına otomatik olarak yatırılmaktadır. Ailelerin herhangi bir başvuruda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Bakanlık, ödemelerin ihtiyaç sahibi ailelerin yaşam koşullarını iyileştirmeyi ve ekonomik yüklerini hafifletmeyi amaçladığını vurguladı. Türkiye Aile Destek Programı, 2023 yılı için 15 milyar lira kaynak ayrılmıştır. Program kapsamında, yaklaşık 3,2 milyon aileye destek sağlanması hedeflenmektedir. **Kimler Türkiye Aile Destek Programından Yararlanabilir?** Türkiye Aile Destek Programından yararlanabilmek için şu şartların sağlanması gerekmektedir: * Türk vatandaşı olmak * 18 yaşından büyük olmak * Gelir düzeyinin aylık kişi başına net 1.800 TL'nin altında olmak * Sosyal yardım ve desteklerden yararlanmıyor olmak **Ödemeler Ne Zaman Hesaplara Yatırılacak?** Türkiye Aile Destek Programı ödemeleri, her ayın 15'inde hesaplara yatırılmaktadır. Ödemelerin yatırıldığı tarih, resmi tatil gününe denk gelmesi halinde bir sonraki iş günü ödemeler yapılmaktadır.

**Buğdayda İthalat Yasağı 15 Ekim'den Önce Kaldırılmayacak** Tarım ve Orman Bakanlığı, buğdayda uygulanan ithalat yasağının 15 Ekim tarihine kadar devam edeceğini duyurdu. Bakanlık yetkilileri, yerli üreticileri korumak ve iç piyasayı dengede tutmak için bu kararın alındığını belirtti. Türkiye, dünya genelindeki en büyük buğday ithalatçılarından biri konumunda. Ancak son yıllarda hükümet, yerli üretimi artırmak için ithalatı kısıtlamaya yönelik bir dizi önlem aldı. Buğdaydaki ithalat yasağı, çiftçilerin ürünlerini daha yüksek fiyatlara satmalarına olanak sağladı. Ancak yasağın aynı zamanda tüketici fiyatları üzerinde de yukarı yönlü bir baskı yarattığı belirtiliyor. Tarım ekonomistleri, ithalat yasağının yerli üretimi teşvik etmede etkili olduğunu, ancak uzun vadede tüketiciler için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor. Bakanlık yetkilileri, 15 Ekim'den sonra ithalat yasağı konusunda yeniden değerlendirme yapılacağını açıkladı. Karar, iç piyasa koşulları, küresel buğday fiyatları ve yerli üretim hacmi gibi faktörler dikkate alınarak verilecek. Öte yandan, yerli buğday üreticileri, ithalat yasağının devamından memnun olduklarını dile getirdiler. Üreticiler, yasağın kaldırılmasının fiyatlarda düşüşe yol açacağını ve kendilerinin düşük fiyatlarla rekabet edemeyeceklerini savundular. Tüketiciler ise ithalat yasağı nedeniyle artan buğday fiyatlarından şikâyetçi. Vatandaşlar, temel gıda maddelerinin fiyatlarının düşürülmesi için ithalat yasağının kaldırılmasını talep ediyorlar. Buğdayda uygulanan ithalat yasağının devamı, önümüzdeki dönemlerde de tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Bakanlığın 15 Ekim'den sonra ithalat yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda alacağı karar, sektörde yakından takip edilecek.

**Buğdayda İthalat Yasağı 15 Ekim'den Önce Kaldırılmayacak** Tarım ve Orman Bakanlığı, buğdayda uygulanan ithalat yasağının 15 Ekim tarihine kadar devam edeceğini duyurdu. Bakanlık yetkilileri, yerli üreticileri korumak ve iç piyasayı dengede tutmak için bu kararın alındığını belirtti. Türkiye, dünya genelindeki en büyük buğday ithalatçılarından biri konumunda. Ancak son yıllarda hükümet, yerli üretimi artırmak için ithalatı kısıtlamaya yönelik bir dizi önlem aldı. Buğdaydaki ithalat yasağı, çiftçilerin ürünlerini daha yüksek fiyatlara satmalarına olanak sağladı. Ancak yasağın aynı zamanda tüketici fiyatları üzerinde de yukarı yönlü bir baskı yarattığı belirtiliyor. Tarım ekonomistleri, ithalat yasağının yerli üretimi teşvik etmede etkili olduğunu, ancak uzun vadede tüketiciler için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor. Bakanlık yetkilileri, 15 Ekim'den sonra ithalat yasağı konusunda yeniden değerlendirme yapılacağını açıkladı. Karar, iç piyasa koşulları, küresel buğday fiyatları ve yerli üretim hacmi gibi faktörler dikkate alınarak verilecek. Öte yandan, yerli buğday üreticileri, ithalat yasağının devamından memnun olduklarını dile getirdiler. Üreticiler, yasağın kaldırılmasının fiyatlarda düşüşe yol açacağını ve kendilerinin düşük fiyatlarla rekabet edemeyeceklerini savundular. Tüketiciler ise ithalat yasağı nedeniyle artan buğday fiyatlarından şikâyetçi. Vatandaşlar, temel gıda maddelerinin fiyatlarının düşürülmesi için ithalat yasağının kaldırılmasını talep ediyorlar. Buğdayda uygulanan ithalat yasağının devamı, önümüzdeki dönemlerde de tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Bakanlığın 15 Ekim'den sonra ithalat yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda alacağı karar, sektörde yakından takip edilecek.

**CHP'li Şimşek'ten Belgeli Suçlama: AKP'li Belediye Başkanına 17 Milyar Lira Kaybı İddiası** CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Şimşek, AKP'li İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'i 17 milyar liralık kamu zararıyla suçladı ve iddiasını belgelerle destekledi. Şimşek, düzenlediği basın toplantısında, İzmit Belediyesi'nin İZSU Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında başlatılan ve halen devam eden bir kanalizasyon projesinde yaşanan usulsüzlükleri delilleriyle ortaya koydu. İddiaya göre; * Proje, teknik yetersizlikler ve usulsüz ihale süreçleri nedeniyle gecikmelere uğradı. * Gecikmeler, proje maliyetlerinde büyük artışlara yol açtı. * Projede kullanılan malzemenin kalitesiz olduğu ve projenin teknik özelliklerine uymadığı tespit edildi. * Projede, uygun olmayan işçilik yapılması ve denetimlerin eksik olması nedeniyle ciddi arızalar görüldü. Şimşek, bu usulsüzlüklerin sonucunda İzmit Belediyesi'nin kasasından yaklaşık 17 milyar lira aktarıldığını iddia etti. Vekil, iddialarını desteklemek için ihale belgeleri, teknik raporlar ve belediye yazışmalarından oluşan bir dosya sundu. CHP'li vekil, "AKP'li belediye başkanı, kamu kaynaklarını keyfi ve usulsüz bir şekilde harcamıştır. Bu usulsüzlükler, Kocaeli halkının cebinden milyarlarca lira çalınmasına neden olmuştur" dedi. Şimşek, İzmit Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunacağını ve kamuoyunun bilinçlenmesi için konunun takipçisi olacağını belirtti. AKP'li İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ise iddiaları yalanladı ve "Siyasi bir algı operasyonu" olduğunu savundu. Hürriyet, projenin zamanında ve bütçe dahilinde ilerlediğini ve usulsüzlük iddialarının temelsiz olduğunu söyledi. CHP'nin suçlaması ve AKP'nin yalanlamalarıyla birlikte İzmit Belediyesi kanalizasyon projesindeki usulsüzlük iddiaları, Kocaeli gündeminde önemli bir yer edindi. Savcılığın suç duyurusunu inceleyerek iddialara yönelik bir soruşturma başlatması bekleniyor.

**CHP'li Şimşek'ten Belgeli Suçlama: AKP'li Belediye Başkanına 17 Milyar Lira Kaybı İddiası** CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Şimşek, AKP'li İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'i 17 milyar liralık kamu zararıyla suçladı ve iddiasını belgelerle destekledi. Şimşek, düzenlediği basın toplantısında, İzmit Belediyesi'nin İZSU Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında başlatılan ve halen devam eden bir kanalizasyon projesinde yaşanan usulsüzlükleri delilleriyle ortaya koydu. İddiaya göre; * Proje, teknik yetersizlikler ve usulsüz ihale süreçleri nedeniyle gecikmelere uğradı. * Gecikmeler, proje maliyetlerinde büyük artışlara yol açtı. * Projede kullanılan malzemenin kalitesiz olduğu ve projenin teknik özelliklerine uymadığı tespit edildi. * Projede, uygun olmayan işçilik yapılması ve denetimlerin eksik olması nedeniyle ciddi arızalar görüldü. Şimşek, bu usulsüzlüklerin sonucunda İzmit Belediyesi'nin kasasından yaklaşık 17 milyar lira aktarıldığını iddia etti. Vekil, iddialarını desteklemek için ihale belgeleri, teknik raporlar ve belediye yazışmalarından oluşan bir dosya sundu. CHP'li vekil, "AKP'li belediye başkanı, kamu kaynaklarını keyfi ve usulsüz bir şekilde harcamıştır. Bu usulsüzlükler, Kocaeli halkının cebinden milyarlarca lira çalınmasına neden olmuştur" dedi. Şimşek, İzmit Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunacağını ve kamuoyunun bilinçlenmesi için konunun takipçisi olacağını belirtti. AKP'li İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ise iddiaları yalanladı ve "Siyasi bir algı operasyonu" olduğunu savundu. Hürriyet, projenin zamanında ve bütçe dahilinde ilerlediğini ve usulsüzlük iddialarının temelsiz olduğunu söyledi. CHP'nin suçlaması ve AKP'nin yalanlamalarıyla birlikte İzmit Belediyesi kanalizasyon projesindeki usulsüzlük iddiaları, Kocaeli gündeminde önemli bir yer edindi. Savcılığın suç duyurusunu inceleyerek iddialara yönelik bir soruşturma başlatması bekleniyor.

**Türkiye'nin Kimseden Tarih Dersi Alma İhtiyacı Yok** ANKARA - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bilgiç, Türkiye'nin bazı ülkelerin tarihle ilgili açıklamalarını "kalpsizlik" olarak niteledi ve "Türkiye'nin kimseden tarih dersi almaya ihtiyacı olmadığını" vurguladı. Sözcü Bilgiç, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin bazı ülkeler tarafından tarihsel olaylarla ilgili yaptığı açıklamaların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Bilgiç, "Bazı ülkelerin geçmişte yaşanan olaylara dair yaptığı açıklamalar kalpsizliktir. Türkiye, tarihini çok iyi bilmektedir ve kimseden tarih dersi almaya ihtiyacı yoktur" dedi. Türkiye'nin yakın zamanda bazı ülkelerle tarihi meseleler konusunda gerilim yaşadığına dikkat çeken Bilgiç, "Bizim tarihimiz vardır ve buna saygı duyulmasını bekliyoruz. Hiçbir ülke, Türkiye'nin tarihini kendi çıkarlarına göre yorumlayamaz" şeklinde konuştu. Bilgiç, Türkiye'nin tarihi olayları "nesnel bir şekilde" ele almaya hazır olduğunu, ancak bunun karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde yapılması gerektiğini vurguladı. Sözcü, "Geçmişi geride bırakmalı ve geleceğe odaklanmalıyız. Ancak bu, tarihi inkâr etmek veya çarpıtmak anlamına gelmez. Gerçeklerin ortaya çıkması ve insanların geçmişten ders alması önemlidir" dedi. Bilgiç, Türkiye'nin tarih konusunda tartışmaya açık olduğunu ancak bazı ülkelerin "hakikati çarpıtmaya" çalıştığını savundu. Sözcü, "Bizim tarihimiz yazılıdır ve belgelidir. Hiçbir ülke, Türkiye'nin tarihini kendi çıkarlarına göre yazamaz" diye konuştu. Bilgiç, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, tarihsel gerçekleri dostane bir ortamda tartışmaya hazırdır. Ancak tarihi çarpıtma veya inkâr etme girişimlerini kabul etmeyeceğiz. Tarihimize ve atalarımıza saygı duyuyoruz ve bu saygının karşılıklı olmasını bekliyoruz."

**Türkiye'nin Kimseden Tarih Dersi Alma İhtiyacı Yok** ANKARA - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bilgiç, Türkiye'nin bazı ülkelerin tarihle ilgili açıklamalarını "kalpsizlik" olarak niteledi ve "Türkiye'nin kimseden tarih dersi almaya ihtiyacı olmadığını" vurguladı. Sözcü Bilgiç, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin bazı ülkeler tarafından tarihsel olaylarla ilgili yaptığı açıklamaların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Bilgiç, "Bazı ülkelerin geçmişte yaşanan olaylara dair yaptığı açıklamalar kalpsizliktir. Türkiye, tarihini çok iyi bilmektedir ve kimseden tarih dersi almaya ihtiyacı yoktur" dedi. Türkiye'nin yakın zamanda bazı ülkelerle tarihi meseleler konusunda gerilim yaşadığına dikkat çeken Bilgiç, "Bizim tarihimiz vardır ve buna saygı duyulmasını bekliyoruz. Hiçbir ülke, Türkiye'nin tarihini kendi çıkarlarına göre yorumlayamaz" şeklinde konuştu. Bilgiç, Türkiye'nin tarihi olayları "nesnel bir şekilde" ele almaya hazır olduğunu, ancak bunun karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde yapılması gerektiğini vurguladı. Sözcü, "Geçmişi geride bırakmalı ve geleceğe odaklanmalıyız. Ancak bu, tarihi inkâr etmek veya çarpıtmak anlamına gelmez. Gerçeklerin ortaya çıkması ve insanların geçmişten ders alması önemlidir" dedi. Bilgiç, Türkiye'nin tarih konusunda tartışmaya açık olduğunu ancak bazı ülkelerin "hakikati çarpıtmaya" çalıştığını savundu. Sözcü, "Bizim tarihimiz yazılıdır ve belgelidir. Hiçbir ülke, Türkiye'nin tarihini kendi çıkarlarına göre yazamaz" diye konuştu. Bilgiç, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye, tarihsel gerçekleri dostane bir ortamda tartışmaya hazırdır. Ancak tarihi çarpıtma veya inkâr etme girişimlerini kabul etmeyeceğiz. Tarihimize ve atalarımıza saygı duyuyoruz ve bu saygının karşılıklı olmasını bekliyoruz."

**Ticareti Yasak Hayvan Türlerini Satmaya Çalışanlara Ağır Cezalar** Yerel mahkemede, ticareti yasaklanmış hayvan türlerini satmaya çalışan sanıklara ağır cezalar verildi. Sanıkların, kritik derecede tehlike altındaki hayvan türlerini karaborsada satmaya çalıştıkları belirlendi. Mahkeme belgelerine göre sanıklar, nesli tükenmekte olan kaplan yavruları, orangutanlar ve fillerin satışı için pazarlık yaptıkları saptandı. Hayvanlar, vahşi yaşam kaçakçılığı şebekesi aracılığıyla yurtdışına çıkarılmak üzereydi. İddianamede, sanıkların hayvanları doğal ortamlarından kopardıkları ve bu nedenle türlerin hayatta kalmasını tehlikeye attıkları belirtildi. Vahşi yaşam koruma uzmanları, kaçakçılığın hayvanların sağlığına ve ekosistemlere onarılamaz zararlar verdiğini vurguladı. Soruşturma, gizli dinlemeler ve çok sayıda baskın sonucunda yürütüldü. Sanıkların evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda, nesli tükenmekte olan hayvanlara ait deriler, dişler ve kemikler ele geçirildi. Mahkeme, sanıkları "nesli tükenmekte olan türlerin ticareti yapma" ve "vahşi yaşamı kaçakçılık" suçlarından suçlu buldu. Sanıklardan biri 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılırken, diğerleri 5 ile 7 yıl arasında hapis cezası aldı. Mahkeme Başkanı, "Bu suçların ciddiyetini yeterince vurgulayamayız. Nesli tükenmekte olan türleri korumak, gelecek nesiller için hayati önem taşımaktadır." dedi. Mahkeme kararı, vahşi yaşam kaçakçılığına karşı mücadelede önemli bir zafer olarak selamlandı. Uzmanlar, bunun benzer suçlar işlemeyi düşünenlere caydırıcı bir mesaj göndereceğini umuyor. Yetkililer, vatandaşları türleri korumaya ve vahşi yaşam kaçakçılığı konusunda şüpheli gördükleri durumlarda bildirmeye çağırdı.

**Ticareti Yasak Hayvan Türlerini Satmaya Çalışanlara Ağır Cezalar** Yerel mahkemede, ticareti yasaklanmış hayvan türlerini satmaya çalışan sanıklara ağır cezalar verildi. Sanıkların, kritik derecede tehlike altındaki hayvan türlerini karaborsada satmaya çalıştıkları belirlendi. Mahkeme belgelerine göre sanıklar, nesli tükenmekte olan kaplan yavruları, orangutanlar ve fillerin satışı için pazarlık yaptıkları saptandı. Hayvanlar, vahşi yaşam kaçakçılığı şebekesi aracılığıyla yurtdışına çıkarılmak üzereydi. İddianamede, sanıkların hayvanları doğal ortamlarından kopardıkları ve bu nedenle türlerin hayatta kalmasını tehlikeye attıkları belirtildi. Vahşi yaşam koruma uzmanları, kaçakçılığın hayvanların sağlığına ve ekosistemlere onarılamaz zararlar verdiğini vurguladı. Soruşturma, gizli dinlemeler ve çok sayıda baskın sonucunda yürütüldü. Sanıkların evlerinde ve iş yerlerinde yapılan aramalarda, nesli tükenmekte olan hayvanlara ait deriler, dişler ve kemikler ele geçirildi. Mahkeme, sanıkları "nesli tükenmekte olan türlerin ticareti yapma" ve "vahşi yaşamı kaçakçılık" suçlarından suçlu buldu. Sanıklardan biri 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılırken, diğerleri 5 ile 7 yıl arasında hapis cezası aldı. Mahkeme Başkanı, "Bu suçların ciddiyetini yeterince vurgulayamayız. Nesli tükenmekte olan türleri korumak, gelecek nesiller için hayati önem taşımaktadır." dedi. Mahkeme kararı, vahşi yaşam kaçakçılığına karşı mücadelede önemli bir zafer olarak selamlandı. Uzmanlar, bunun benzer suçlar işlemeyi düşünenlere caydırıcı bir mesaj göndereceğini umuyor. Yetkililer, vatandaşları türleri korumaya ve vahşi yaşam kaçakçılığı konusunda şüpheli gördükleri durumlarda bildirmeye çağırdı.

**Eski Bakan Necmettin Cevheri Vefat Etti** Ankara - Eski Dışişleri Bakanı ve AK Parti kurucu üyesi Necmettin Cevheri, 75 yaşında hayatını kaybetti. Cevheri'nin yakınları, siyasetçi ve diplomatın uzun süredir tedavi gördüğü hastanede bugün sabah vefat ettiğini bildirdi. **Siyasi Kariyeri** Necmettin Cevheri, 1947 yılında Erzurum'da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra inşaat sektöründe çalıştı. 1983 yılında siyasete girerek Anavatan Partisi'nden Erzurum milletvekili seçildi. Cevheri, Turgut Özal hükümetlerinde Turizm Bakanı ve Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptı. 2001 yılında AK Parti'nin kurucuları arasında yer aldı ve partinin ilk Dışişleri Bakanı oldu. **Uluslararası Çalışmaları** Cevheri, dışişleri bakanlığı döneminde Türkiye'nin uluslararası alanda tanınırlığını artırdı. Avrupa Birliği ile ilişkilerin geliştirilmesinde önemli rol oynadı. Ayrıca Orta Doğu ve Balkanlar'da bölgesel barış ve istikrar için çalıştı. **Ölümü Sonrası Tepkiler** Cevheri'nin ölümü, siyasi ve diplomatik dünyada büyük üzüntüye neden oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başsağlığı mesajında Cevheri'nin "ülkemiz siyasetine ve diplomasisine önemli katkılar" yaptığını belirtti. AK Parti Genel Başkanı ve eski Başbakan Binali Yıldırım ise Cevheri'nin "bir devlet adamı, bir vatansever ve bir dost" olduğunu söyledi. Necmettin Cevheri'nin cenazesi, yarın İstanbul'da toprağa verilecek.