ABD'de aşırı sıcaklar can aldı
**ABD'de Aşırı Sıcaklar Can Aldı**
Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı, son birkaç gün içinde rekor kıran aşırı sıcakların pençesinde. Sıcaklıklar 120 derece Fahrenhaytı aşarak, bölgedeki birçok insan için tehlikeli koşullar yarattı.
Washington, Oregon ve Kaliforniya eyaletlerinde onlarca kişi ısı kaynaklı hastalıklardan öldü. Ulusal Hava Durumu Servisi'ne (NWS) göre, en az 62 kişi hayatını kaybetti, ancak gerçek rakamın daha yüksek olması bekleniyor.
En çok etkilenen şehirler arasında, rekor kıran 116 derecelik sıcaklığıyla Seattle ve 119 derecelik sıcaklığıyla Portland yer alıyor. Los Angeles ve San Francisco da 100 dereceyi aşan sıcaklıklarla mücadele etti.
Sıcaklıklar, özellikle açık havada veya klimasız evlerde yaşayan yaşlılar, çocuklar ve kronik rahatsızlıkları olan kişiler için tehlikeli. Heat indeksi, gerçek sıcaklığın ve nem oranının bir ölçüsüdür ve bu seviyeler 105 derecenin üzerine çıktığında ısı çarpması riski önemli ölçüde artar.
Yetkililer, aşırı sıcaklarda dışarıda vakit geçirilmesinden kaçınılmasını, bol sıvı alınmasını ve serin yerlerde kalınmasını tavsiye ediyor. Ayrıca, ısı çarpması belirtilerine dikkat edilmesi de önemlidir: baş dönmesi, bulantı, kusma ve bayılma.
Sıcaklıkların önümüzdeki günlerde de yüksek kalması bekleniyor. NWS, önümüzdeki hafta boyunca aşırı ısı uyarıları ve tavsiyeleri yayınladı.
Yetkililer, aşırı sıcaklardan korunmak için aşağıdaki önlemlerin alınmasını öneriyor:
* Günün en sıcak saatlerinde dışarıda olmaktan kaçının.
* Bol miktarda su için ve susamadan önce için.
* Serin giysiler giyin ve güneşten korunun.
* Klimalı binalarda vakit geçirin veya serin duşlar alın.
* Aşırı sıcağa maruz kalan kişilere kontrol edin ve gerekliyse yardım isteyin.
Aşırı sıcaklar, ABD'de giderek daha yaygın bir sorun haline geliyor. İklim değişikliğinin aşırı hava olaylarının sıklığını ve şiddetini artırdığına inanılıyor. Bu tür olayların neden olduğu can kayıpları ve sağlık sorunları giderek daha endişe verici bir hal alıyor.
Dev cüssesiyle ilgi uyandırıyor... 3 bin yıllık!
**Dev Cüssesiyle İlgi Uyandırıyor... 3 Bin Yıllık!**
Arkeologlar, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki Olukman Köyü yakınlarında devasa boyutlarıyla dikkat çeken yaklaşık 3.000 yıllık bir cüsse keşfettiler.
**İnanılmaz Boyutlar**
Cüsse, yerden 15 metre yüksekliğinde ve 30 metre genişliğinde heybetli bir yapıya sahip. İnşa edildiği dönemde bir anıt mezar veya tapınak olarak kullanıldığına inanılıyor.
**Tarihsel Önem**
Cüssenin yapım tarihi, MÖ 1200-1000 yıllarına tarihlenmektedir. Bu dönem, Anadolu'da Demir Çağı olarak bilinen ve Anadolu uygarlıklarının önemli gelişmeler gösterdiği bir dönemi ifade etmektedir.
**Gizemli İşlev**
Cüssenin tam olarak ne amaçla inşa edildiği henüz bilinmemektedir. Bazı arkeologlar, bir anıt mezar olabileceğine inanırken, diğerleri dini törenler veya astronomik gözlemler için kullanılmış olabileceğini öne sürmektedir.
**En Eski Örnek**
Antropolog Dr. Aylin Yılmaz, cüssenin "Türkiye'de tespit edilen en eski anıtsal mezar örneklerinden biri" olduğunu söyledi. Yılmaz, "Bu keşif, Demir Çağı Anadolu'sunda cenaze törenleri ve inanç sistemleri hakkında önemli bilgiler sağlayacak" diye ekledi.
**Turizm Potansiyeli**
Cüssenin keşfi, bölge için büyük bir turizm potansiyeli oluşturuyor. Antalya Valisi Ersin Yazıcı, "Bu olağanüstü yapının turizm sektörümüz için önemli bir çekim merkezi olacağına inanıyoruz" dedi.
**Devam Eden Çalışmalar**
Arkeologlar, cüsse ve çevresinde kazılara devam ediyorlar. Kazılarda elde edilen buluntular, yapının tarihi ve işlevi hakkında daha fazla ışık tutması bekleniyor.
**Sonuç**
Antalya'daki 3.000 yıllık cüsse, Demir Çağı Anadolu'sunun büyüleyici bir kanıtıdır. Dev boyutları ve gizemli işleviyle, tarih meraklılarını ve ziyaretçileri hayrete düşürmeye devam edecek gibi görünüyor. Cüssenin keşfi, Anadolu'nun zengin kültürel mirasına ışık tutmaya devam edecek ve bölge için önemli bir turizm varlığı oluşturacak.
Dev cüssesiyle ilgi uyandırıyor... 3 bin yıllık!
**Dev Cüssesiyle İlgi Uyandırıyor... 3 Bin Yıllık!**
Arkeologlar, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki Olukman Köyü yakınlarında devasa boyutlarıyla dikkat çeken yaklaşık 3.000 yıllık bir cüsse keşfettiler.
**İnanılmaz Boyutlar**
Cüsse, yerden 15 metre yüksekliğinde ve 30 metre genişliğinde heybetli bir yapıya sahip. İnşa edildiği dönemde bir anıt mezar veya tapınak olarak kullanıldığına inanılıyor.
**Tarihsel Önem**
Cüssenin yapım tarihi, MÖ 1200-1000 yıllarına tarihlenmektedir. Bu dönem, Anadolu'da Demir Çağı olarak bilinen ve Anadolu uygarlıklarının önemli gelişmeler gösterdiği bir dönemi ifade etmektedir.
**Gizemli İşlev**
Cüssenin tam olarak ne amaçla inşa edildiği henüz bilinmemektedir. Bazı arkeologlar, bir anıt mezar olabileceğine inanırken, diğerleri dini törenler veya astronomik gözlemler için kullanılmış olabileceğini öne sürmektedir.
**En Eski Örnek**
Antropolog Dr. Aylin Yılmaz, cüssenin "Türkiye'de tespit edilen en eski anıtsal mezar örneklerinden biri" olduğunu söyledi. Yılmaz, "Bu keşif, Demir Çağı Anadolu'sunda cenaze törenleri ve inanç sistemleri hakkında önemli bilgiler sağlayacak" diye ekledi.
**Turizm Potansiyeli**
Cüssenin keşfi, bölge için büyük bir turizm potansiyeli oluşturuyor. Antalya Valisi Ersin Yazıcı, "Bu olağanüstü yapının turizm sektörümüz için önemli bir çekim merkezi olacağına inanıyoruz" dedi.
**Devam Eden Çalışmalar**
Arkeologlar, cüsse ve çevresinde kazılara devam ediyorlar. Kazılarda elde edilen buluntular, yapının tarihi ve işlevi hakkında daha fazla ışık tutması bekleniyor.
**Sonuç**
Antalya'daki 3.000 yıllık cüsse, Demir Çağı Anadolu'sunun büyüleyici bir kanıtıdır. Dev boyutları ve gizemli işleviyle, tarih meraklılarını ve ziyaretçileri hayrete düşürmeye devam edecek gibi görünüyor. Cüssenin keşfi, Anadolu'nun zengin kültürel mirasına ışık tutmaya devam edecek ve bölge için önemli bir turizm varlığı oluşturacak.
"Srebrenitsa'yı unutmayacağız ve unutturmayacağız"
**"Srebrenitsa'yı Unutmayacağız ve Unutturmayacağız"**
**11 Temmuz 2023**
**1995'te Bosna Hersek'te gerçekleşen Srebrenitsa Katliamı'nın 28. yıl dönümü dolayısıyla, olayları hatırlama ve tekrarlanmasını önleme taahhüdünü yineliyoruz.**
Bosna Savaşı'nın en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenitsa Katliamı'nda, Birleşmiş Milletler Güvenli Bölgesi ilan edilen Srebrenitsa kasabasında, 8.372 Boşnak erkek ve erkek çocuk Sırp birlikleri tarafından katledildi. Bu vahşet, Avrupa'nın ortasında, 20. yüzyılın sonunda işlenen en büyük soykırımlardan biri olarak tarihe geçti.
Bugün, Srebrenitsa'nın anısı, Bosna Hersek'te ve dünya çapında saygıyla anılıyor. Katliamın kurbanları, barış ve uzlaşma umuduyla mücadele edenlerin sembolleri haline geldi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Başkanı Zeljko Komsic, yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada, "Srebrenitsa'yı unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu utanç verici suçun sorumlularının adalet önüne çıkarılmasını sağlayacağız. Kurbanları hatırlayacağız ve hayatta kalanların adalet arayışını destekleyeceğiz" dedi.
Uluslararası toplum, Srebrenitsa Katliamı'nı hatırlama ve tekrarlanmasını önleme taahhüdünü bir kez daha yineledi. Avrupa Birliği, "Srebrenitsa'yı anmak ve tekrarlanmasını önlemek için sürekli çalışma" sözü verdi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Srebrenitsa Katliamı'nın kurbanlarını onurlandırıyoruz ve bu korkunç suçun sorumlularının hesap vermesini sağlamaya kararlıyız. Gelecek nesillerin bu tür dehşetleri asla tekrar yaşamamasını sağlamak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.
Srebrenitsa Katliamı, dünyaya etnik nefretin ve ayrımcılığın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceği konusunda acı bir ders verdi. Bu olayın anısı, barış, hoşgörü ve insan hakları için verilen mücadelenin önemini hatırlatmaya devam etmektedir.
Bugün, Srebrenitsa'yı unutmayacağız ve unutturmayacağız. Kurbanları onurlandıracağız ve gelecek nesillerin bu tür zulümlerin tekrar yaşanmasını önleyeceğiz.
"Srebrenitsa'yı unutmayacağız ve unutturmayacağız"
**"Srebrenitsa'yı Unutmayacağız ve Unutturmayacağız"**
**11 Temmuz 2023**
**1995'te Bosna Hersek'te gerçekleşen Srebrenitsa Katliamı'nın 28. yıl dönümü dolayısıyla, olayları hatırlama ve tekrarlanmasını önleme taahhüdünü yineliyoruz.**
Bosna Savaşı'nın en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenitsa Katliamı'nda, Birleşmiş Milletler Güvenli Bölgesi ilan edilen Srebrenitsa kasabasında, 8.372 Boşnak erkek ve erkek çocuk Sırp birlikleri tarafından katledildi. Bu vahşet, Avrupa'nın ortasında, 20. yüzyılın sonunda işlenen en büyük soykırımlardan biri olarak tarihe geçti.
Bugün, Srebrenitsa'nın anısı, Bosna Hersek'te ve dünya çapında saygıyla anılıyor. Katliamın kurbanları, barış ve uzlaşma umuduyla mücadele edenlerin sembolleri haline geldi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Başkanı Zeljko Komsic, yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada, "Srebrenitsa'yı unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu utanç verici suçun sorumlularının adalet önüne çıkarılmasını sağlayacağız. Kurbanları hatırlayacağız ve hayatta kalanların adalet arayışını destekleyeceğiz" dedi.
Uluslararası toplum, Srebrenitsa Katliamı'nı hatırlama ve tekrarlanmasını önleme taahhüdünü bir kez daha yineledi. Avrupa Birliği, "Srebrenitsa'yı anmak ve tekrarlanmasını önlemek için sürekli çalışma" sözü verdi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Srebrenitsa Katliamı'nın kurbanlarını onurlandırıyoruz ve bu korkunç suçun sorumlularının hesap vermesini sağlamaya kararlıyız. Gelecek nesillerin bu tür dehşetleri asla tekrar yaşamamasını sağlamak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.
Srebrenitsa Katliamı, dünyaya etnik nefretin ve ayrımcılığın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceği konusunda acı bir ders verdi. Bu olayın anısı, barış, hoşgörü ve insan hakları için verilen mücadelenin önemini hatırlatmaya devam etmektedir.
Bugün, Srebrenitsa'yı unutmayacağız ve unutturmayacağız. Kurbanları onurlandıracağız ve gelecek nesillerin bu tür zulümlerin tekrar yaşanmasını önleyeceğiz.
Sağlıkçılar şiddete karşı etkin çözümler istiyor
**Sağlıkçılar Şiddete Karşı Etkin Çözümler İstiyor**
**[Şehir, Tarih]** - Sağlık çalışanları, giderek artan şiddet olaylarına karşı hükümetten daha sert önlemler talep ediyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son beş yılda sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının sayısı %30 arttı. Bu olaylar, sözlü saldırılardan fiziksel saldırılara kadar uzanıyor.
[Hastane Adı]'ndan bir hemşire olan Ayşe Yılmaz, yakın zamanda bir hasta yakını tarafından saldırıya uğradı. Yılmaz, "Hastayı sedyeyle taşımaya çalışıyordum ki yakını bana vurdu. Yüzümde ve vücudumda morluklar oluştu" dedi.
Yılmaz gibi birçok sağlık çalışanı, şiddete maruz kalmaktan korktuklarını ifade ediyor. Bu korku, sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürebiliyor, çünkü çalışanlar saldırıya uğrama korkusuyla hastalara yardım etmek konusunda tereddüt ediyorlar.
[Sendika Adı] Başkanı Mehmet Demir, "Sağlık çalışanları artık yeter diyor. Bu şiddete bir son verilmesini istiyoruz" dedi. Demir, hükümetten şu önlemleri talep etti:
* Sağlık tesislerine güvenlik önlemlerinin arttırılması
* Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete uygulanan cezaların ağırlaştırılması
* Şiddeti önlemek için eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının başlatılması
Sağlık Bakanı [Bakanın Adı], sorunu ele aldıklarını ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için adımlar attıklarını ifade etti. Bakan, "Sağlık tesislerinde güvenlik kameraları ve güvenlik görevlilerinin sayısını arttırıyoruz. Ayrıca, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti ağır suçlar arasında sayan bir yasa tasarısını Parlamento'ya sunacağız" dedi.
Ancak sağlık çalışanları, atılan adımların yetersiz olduğunu ve sorunun kökenine inerek, şiddetin nedenlerini ortadan kaldırmak için daha kapsamlı çözümler gerektiğini savunuyorlar.
[Hastane Adı] Başhekimi Dr. Ahmet Erdem, "Şiddetin nedenleri arasında sağlık hizmetlerine erişimin zor olması, uzun bekleme süreleri ve hasta yakınlarının stresli olması gibi faktörler var. Bu sorunları çözmeden şiddeti önlemek mümkün olmayacak" dedi.
Sağlık çalışanlarının haklarını savunan kuruluşlar, hükümeti şiddete karşı etkin çözümler geliştirmeye ve sağlık çalışanlarının çalışma güvenliğini sağlamaya çağırdı.
Sağlıkçılar şiddete karşı etkin çözümler istiyor
**Sağlıkçılar Şiddete Karşı Etkin Çözümler İstiyor**
**[Şehir, Tarih]** - Sağlık çalışanları, giderek artan şiddet olaylarına karşı hükümetten daha sert önlemler talep ediyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, son beş yılda sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının sayısı %30 arttı. Bu olaylar, sözlü saldırılardan fiziksel saldırılara kadar uzanıyor.
[Hastane Adı]'ndan bir hemşire olan Ayşe Yılmaz, yakın zamanda bir hasta yakını tarafından saldırıya uğradı. Yılmaz, "Hastayı sedyeyle taşımaya çalışıyordum ki yakını bana vurdu. Yüzümde ve vücudumda morluklar oluştu" dedi.
Yılmaz gibi birçok sağlık çalışanı, şiddete maruz kalmaktan korktuklarını ifade ediyor. Bu korku, sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürebiliyor, çünkü çalışanlar saldırıya uğrama korkusuyla hastalara yardım etmek konusunda tereddüt ediyorlar.
[Sendika Adı] Başkanı Mehmet Demir, "Sağlık çalışanları artık yeter diyor. Bu şiddete bir son verilmesini istiyoruz" dedi. Demir, hükümetten şu önlemleri talep etti:
* Sağlık tesislerine güvenlik önlemlerinin arttırılması
* Sağlık çalışanlarına yönelik şiddete uygulanan cezaların ağırlaştırılması
* Şiddeti önlemek için eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının başlatılması
Sağlık Bakanı [Bakanın Adı], sorunu ele aldıklarını ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için adımlar attıklarını ifade etti. Bakan, "Sağlık tesislerinde güvenlik kameraları ve güvenlik görevlilerinin sayısını arttırıyoruz. Ayrıca, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti ağır suçlar arasında sayan bir yasa tasarısını Parlamento'ya sunacağız" dedi.
Ancak sağlık çalışanları, atılan adımların yetersiz olduğunu ve sorunun kökenine inerek, şiddetin nedenlerini ortadan kaldırmak için daha kapsamlı çözümler gerektiğini savunuyorlar.
[Hastane Adı] Başhekimi Dr. Ahmet Erdem, "Şiddetin nedenleri arasında sağlık hizmetlerine erişimin zor olması, uzun bekleme süreleri ve hasta yakınlarının stresli olması gibi faktörler var. Bu sorunları çözmeden şiddeti önlemek mümkün olmayacak" dedi.
Sağlık çalışanlarının haklarını savunan kuruluşlar, hükümeti şiddete karşı etkin çözümler geliştirmeye ve sağlık çalışanlarının çalışma güvenliğini sağlamaya çağırdı.
Polonya'dan Rusya'ya sert çıkış
**Polonya'dan Rusya'ya Sert Çıkış**
**Varşova (AA) -** Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığına ilişkin sert bir açıklama yaparak, "Rusya, pervasızca vahşet işliyor ve bunun hesabını vermelidir" ifadelerini kullandı.
Polonya Başbakanı, Varşova'da düzenlenen bir basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'da sivilleri hedef aldığını ve savaş suçları işlediğini vurguladı. Morawiecki, "Rusya'nın Ukrayna'ya gerçekleştirdiği saldırılar, insanlığa karşı bir suçtur. Rusya, pervasızca şehirlerde ve köylerde katliamlar yapıyor" diye konuştu.
Morawiecki, uluslararası toplumun Rusya'nın eylemlerini kınaması ve Moskova'ya yaptırımlar uygulamaya devam etmesi gerektiğini belirtti. Polonya Başbakanı, "Rusya'nın bu barbarlığına daha fazla göz yumamayız. Rusya'yı durdurmak için her türlü adımı atmalıyız" dedi.
Polonya, Ukrayna'daki savaştan en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. Savaştan kaçan milyonlarca Ukraynalı, Polonya'da güvenli bir sığınak buldu. Polonya hükümeti, Ukraynalı mültecilerin barınması, beslenmesi ve sağlık hizmetlerine erişimleri için büyük çaba sarf etti.
Ayrıca Polonya, Ukrayna'ya önemli miktarda askeri ve insani yardım sağladı. Polonya, Ukrayna'nın hava savunmasına yardımcı olmak için Patriot füze bataryaları gönderdi. Polonya ayrıca Ukrayna'ya insani yardımlar, tıbbi malzemeler ve gıda yardımı sağladı.
Polonya'nın Rusya'ya karşı sert tutumu, diğer Doğu Avrupa ülkelerinin desteğini de aldı. Estonya, Letonya ve Litvanya da Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini kınadı ve Moskova'ya yaptırımlar uyguladı.
Polonya'dan Rusya'ya sert çıkış
**Polonya'dan Rusya'ya Sert Çıkış**
**Varşova (AA) -** Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırganlığına ilişkin sert bir açıklama yaparak, "Rusya, pervasızca vahşet işliyor ve bunun hesabını vermelidir" ifadelerini kullandı.
Polonya Başbakanı, Varşova'da düzenlenen bir basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'da sivilleri hedef aldığını ve savaş suçları işlediğini vurguladı. Morawiecki, "Rusya'nın Ukrayna'ya gerçekleştirdiği saldırılar, insanlığa karşı bir suçtur. Rusya, pervasızca şehirlerde ve köylerde katliamlar yapıyor" diye konuştu.
Morawiecki, uluslararası toplumun Rusya'nın eylemlerini kınaması ve Moskova'ya yaptırımlar uygulamaya devam etmesi gerektiğini belirtti. Polonya Başbakanı, "Rusya'nın bu barbarlığına daha fazla göz yumamayız. Rusya'yı durdurmak için her türlü adımı atmalıyız" dedi.
Polonya, Ukrayna'daki savaştan en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. Savaştan kaçan milyonlarca Ukraynalı, Polonya'da güvenli bir sığınak buldu. Polonya hükümeti, Ukraynalı mültecilerin barınması, beslenmesi ve sağlık hizmetlerine erişimleri için büyük çaba sarf etti.
Ayrıca Polonya, Ukrayna'ya önemli miktarda askeri ve insani yardım sağladı. Polonya, Ukrayna'nın hava savunmasına yardımcı olmak için Patriot füze bataryaları gönderdi. Polonya ayrıca Ukrayna'ya insani yardımlar, tıbbi malzemeler ve gıda yardımı sağladı.
Polonya'nın Rusya'ya karşı sert tutumu, diğer Doğu Avrupa ülkelerinin desteğini de aldı. Estonya, Letonya ve Litvanya da Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini kınadı ve Moskova'ya yaptırımlar uyguladı.
AfD, Avrupa Parlamentosu'nda grup kurdu
**AfD, Avrupa Parlamentosu'nda Grup Kurdu**
Brüksel - Alman aşırı sağcı partisi AfD, Avrupa Parlamentosu'nda (EP) grup kurdu. AfD'nin grup kurma girişimi, aylar süren tartışmalar ve engellemelerin ardından geldi.
Yeni kurulan grup, "Kimlikler ve Demokrasi" (ID) olarak adlandırıldı ve 73 milletvekilinden oluşuyor. Bunların 23'ü AfD üyesi olurken, diğerleri İtalyan partisi Lega, Fransız partisi Ulusal Cephe ve başka ülkelerden aşırı sağcı partilerle ilişkili üyelerden oluşuyor.
AfD, Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'da hızla yükselen bir güç haline geldi. Parti, göçmen karşıtı söylemi ve AB'ye yönelik eleştirileriyle biliniyor.
ID grubunun kurulması, AB'nin aşırı sağın yükselişiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Ayrıca Avrupa'nın siyasi manzarasında önemli bir değişimin işareti.
EP'de daha önce sadece merkez sağ, merkez sol ve yeşil partilerin grupları bulunuyordu. AfD'nin aşırı sağcı bir grup kurması, parlamentonun siyasi dengelerinde önemli bir değişikliğe yol açacak.
ID grubu, göç, ticaret ve dış politika konularında AB'yi eleştirerek parlamentonun gündemine hâkim olmaya çalışacak. Grup aynı zamanda Brexit sürecini de etkilemeye çalışabilir.
AfD'nin EP'de grup kurma girişimi, Avrupa'da aşırı sağın yükselişi konusunda alarm zillerini çaldı. ID grubu, aşırı sağın Avrupa siyasetindeki etkisini artırmak için yeni bir platform sağlayacak.