Bu yaşlarda ölümcül olabiliyor! "Yaz ishali" deyip geçmeyin, belirtileri hafife almayın: Sandığınızdan çok daha tehlikeli
**Bu Yaşlarda Ölümcül Olabiliyor! "Yaz Ishali" Deyip Geçmeyin, Belirtileri Hafife Almayın: Sandığınızdan Çok Daha Tehlikeli**
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sıcağın artması ve hijyen koşullarının bozulmasıyla beraber yaz ishali vakaları da artmaktadır. Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda ölümcül olabilen yaz ishali, hafife alınmaması gereken bir enfeksiyondur.
Yaz ishali, genellikle bakteriyel veya viral enfeksiyonlardan kaynaklanır ve dışkıda sıvı artışına neden olur. İshalin yanında kusma, ateş, karın ağrısı ve kas krampları da görülebilir.
Yaşlılarda ve çocuklarda yaz ishali, vücuttaki sıvı ve elektrolit dengesini bozabilir. Bu durum dehidrasyona, organ yetmezliğine ve hatta ölüme yol açabilir.
**Çocuklarda Yaz Ishali**
Yaz ishali, özellikle 5 yaş altı çocuklarda tehlikelidir. Çünkü çocuklar sıvı kaybına yetişkinlerden daha çabuk maruz kalırlar. Çocuklarda yaz ishali belirtileri şu şekildedir:
* Sık sık sulu dışkılama
* Kusma
* Yüksek ateş
* Karın ağrısı
* Huzursuzluk ve uyku hali
Çocuklarda yaz ishali gözlemleniyorsa, derhal bir doktora başvurulmalıdır.
**Yaşlılarda Yaz Ishali**
Yaşlılarda da yaz ishali ciddi sonuçlara yol açabilir. Yaşlıların bağışıklık sistemi daha zayıf olduğu için enfeksiyonlarla baş etmekte zorlanırlar. Ayrıca, yaşlılar genellikle diyabet, kalp hastalığı veya böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlıklara sahiptir. Bu rahatsızlıklar da yaz ishaliyle birlikte kötüleşebilir.
Yaşlılarda yaz ishali belirtileri şunlardır:
* Sık sık sulu dışkılama
* Kusma
* Düşük tansiyon
* Baş dönmesi ve bayılma
* Zihinsel karışıklık
Yaşlılarda yaz ishali belirtileri görüldüğünde, zaman kaybetmeden tıbbi yardım alınması hayati önem taşır.
**Yaz Ishalinden Korunma Yolları**
Yaz ishali, hijyen koşullarına dikkat ederek önlenebilir. Alınabilecek önlemler şunlardır:
* Eller sık sık sabun ve suyla yıkanmalıdır.
* Meyve ve sebzeler iyice yıkanmalı ve çiğ tüketilmemelidir.
* Et ve balık ürünleri iyice pişirilmelidir.
* Pastörize olmayan süt veya süt ürünleri tüketilmemelidir.
* Kirli su içilmemelidir.
**Yaz Ishali Tedavisi**
Yaz ishali tedavisi, sıvı ve elektrolit dengesini sağlamaya odaklanır. Oral rehidrasyon solüsyonları (ORS), sıvı ve elektrolit kaybını gidermek için kullanılır. Şiddetli vakalarda intravenöz sıvı tedavisi gerekebilir.
Antibiyotikler, bakteriyel kaynaklı yaz ishallerinde verilebilir. Viral kaynaklı yaz ishallerinde ise antiviral ilaçlar etkili değildir.
**Sonuç**
Yaz ishali, özellikle çocuklar ve yaşlılar için ciddi bir enfeksiyondur. Belirtiler hafife alınmamalı ve zamanında tıbbi yardım alınmalıdır. Hijyen koşullarına dikkat ederek yaz ishali büyük ölçüde önlenebilir.
Çinli SWM Motor'dan Türkiye'de üretim başvurusu
**Çinli SWM Motor'dan Türkiye'de Üretim Başvurusu**
Türk otomotiv sektörü, bir başka Çinli otomobil üreticisinin Türkiye'de üretim planlarıyla hareketleniyor. Çin merkezli SWM Motor, Türkiye'nin Tuzla Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) üretim tesisi kurmak için resmi başvuruda bulundu.
**Tesis 50 Bin Adetlik Kapasiteye Sahip Olacak**
SWM Motor'un Türkiye'de kuracağı üretim tesisi, ilk etapta yıllık 50 bin adet kapasiteye sahip olacak. Tesisin, 2024 yılının ilk çeyreğinde üretime başlaması ve Türkiye'nin yanı sıra Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına da hizmet vermesi bekleniyor.
**Elektrikli Araçlara Odaklanma**
SWM Motor, Türkiye'deki üretim tesisinde ağırlıklı olarak elektrikli araçlar üretmeyi planlıyor. Şirket, yakın zamanda "EX3" adında elektrikli bir SUV modelini tanıtmıştı ve Türkiye fabrikasında da bu modelin üretilmesi gündemde.
**İstihdama Katkı**
SWM Motor'un Türkiye'de üretim tesisi kurması, bölge ekonomisine ve istihdama önemli katkılar sağlayacak. Tesisin, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 2 bin kişiye istihdam yaratması bekleniyor.
**Türk Otomotiv Sektörüne Güven**
SWM Motor'un Türkiye'de üretim tesisi kurma başvurusu, Türk otomotiv sektörüne olan güvenin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Son yıllarda Türkiye, yabancı otomobil üreticileri için giderek daha cazip bir üretim merkezi haline geliyor.
**Sahibinde İtalyan Beteimi**
SWM Motor, 2014 yılında Çin'de kurulan bir otomobil üreticisidir. Ancak şirketin yüzde 49 hissesine sahip olan İtalyan motosiklet üreticisi Shineray Group, SWM Motor'un Türkiye operasyonlarında da önemli bir rol oynayacak.
**Rekabetçi Piyasa**
SWM Motor, Türkiye'de rekabetçi bir otomotiv pazarına girecek. Ülkede, Toyota, Hyundai, Renault ve Ford gibi yerleşik otomobil üreticilerinin yanı sıra yeni gelen Çinli markalar olan Chery ve BYD de faaliyet gösteriyor.
SWM Motor'un Türkiye'deki üretim tesisi kurma başvurusunun onaylanması durumunda, Türk otomotiv sektörü daha da hareketlenecek ve tüketiciler için daha fazla seçenek sunulacak.
Çinli SWM Motor'dan Türkiye'de üretim başvurusu
**Çinli SWM Motor'dan Türkiye'de Üretim Başvurusu**
Türk otomotiv sektörü, bir başka Çinli otomobil üreticisinin Türkiye'de üretim planlarıyla hareketleniyor. Çin merkezli SWM Motor, Türkiye'nin Tuzla Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) üretim tesisi kurmak için resmi başvuruda bulundu.
**Tesis 50 Bin Adetlik Kapasiteye Sahip Olacak**
SWM Motor'un Türkiye'de kuracağı üretim tesisi, ilk etapta yıllık 50 bin adet kapasiteye sahip olacak. Tesisin, 2024 yılının ilk çeyreğinde üretime başlaması ve Türkiye'nin yanı sıra Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına da hizmet vermesi bekleniyor.
**Elektrikli Araçlara Odaklanma**
SWM Motor, Türkiye'deki üretim tesisinde ağırlıklı olarak elektrikli araçlar üretmeyi planlıyor. Şirket, yakın zamanda "EX3" adında elektrikli bir SUV modelini tanıtmıştı ve Türkiye fabrikasında da bu modelin üretilmesi gündemde.
**İstihdama Katkı**
SWM Motor'un Türkiye'de üretim tesisi kurması, bölge ekonomisine ve istihdama önemli katkılar sağlayacak. Tesisin, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 2 bin kişiye istihdam yaratması bekleniyor.
**Türk Otomotiv Sektörüne Güven**
SWM Motor'un Türkiye'de üretim tesisi kurma başvurusu, Türk otomotiv sektörüne olan güvenin bir göstergesi olarak yorumlanıyor. Son yıllarda Türkiye, yabancı otomobil üreticileri için giderek daha cazip bir üretim merkezi haline geliyor.
**Sahibinde İtalyan Beteimi**
SWM Motor, 2014 yılında Çin'de kurulan bir otomobil üreticisidir. Ancak şirketin yüzde 49 hissesine sahip olan İtalyan motosiklet üreticisi Shineray Group, SWM Motor'un Türkiye operasyonlarında da önemli bir rol oynayacak.
**Rekabetçi Piyasa**
SWM Motor, Türkiye'de rekabetçi bir otomotiv pazarına girecek. Ülkede, Toyota, Hyundai, Renault ve Ford gibi yerleşik otomobil üreticilerinin yanı sıra yeni gelen Çinli markalar olan Chery ve BYD de faaliyet gösteriyor.
SWM Motor'un Türkiye'deki üretim tesisi kurma başvurusunun onaylanması durumunda, Türk otomotiv sektörü daha da hareketlenecek ve tüketiciler için daha fazla seçenek sunulacak.
Tralleis Antik Kenti'nde kazı çalışmaları başladı
**Tralleis Antik Kenti'nde Kazı Çalışmaları Başladı**
**Antalya, 15 Mart 2023 -** Aydın'ın Nazilli ilçesi sınırlarında bulunan Tralleis Antik Kenti'nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve desteğiyle kazı çalışmaları başlatıldı.
Kazılara, Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Bayburtlu liderlik ediyor. Ekipte, üniversite öğrencileri ve alanında uzman arkeologlar yer alıyor.
**Tralleis Antik Kenti'nin Önemi**
Tralleis, M.Ö. 3. yüzyılda Seleukos İmparatorluğu tarafından kurulmuş bir antik kenttir. Büyük İskender'in ölümünden sonra kurulan Diadoh Krallıkları'nın en doğusunda yer alıyordu. Kent, Roma döneminde de önemli bir merkez haline geldi.
Tralleis, antik çağda önemli bir ticaret, kültür ve sanat merkeziydi. Kentte tapınaklar, tiyatro, agora, hamamlar ve evler gibi çeşitli yapılar bulunmaktadır. Özellikle Hadrianus Tapınağı ve Zeus Tetrapylon'u ile ünlüdür.
**Kazı Çalışmalarının Amacı**
Kazı çalışmalarının amacı, Tralleis Antik Kenti'nin tarihini, kent dokusunu ve günlük yaşamını aydınlatmaktır. Ekip, kentin ilk kuruluşundan itibaren farklı dönemlerine ait kalıntıları ortaya çıkarmayı hedefliyor.
**Beklenen Bulgular**
Ekip, kazılarda şu bulguları beklemektedir:
* Yeni yapı kalıntıları
* Heykel, seramik ve sikke gibi arkeolojik eserler
* Kentin tarihine ışık tutacak yazılı belgeler
* Kentin günlük yaşamına dair ipuçları
**Çalışmaların Süreci**
Kazı çalışmaları uzun vadeli bir projeyi kapsamaktadır. Ekip, öncelikle kentin yüzeyini temizlemekte ve topografik haritalar çıkarmaktadır. Ardından, kentin farklı bölgelerinde kazılar yapılacaktır.
**Turistlere Açılması**
Kazı çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte Tralleis Antik Kenti'nin bir kısmının turistlere açılması planlanmaktadır. Böylece, ziyaretçiler antik çağın bu önemli kentini yerinde görebilecekler.
Tralleis Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları, Türkiye'nin kültürel mirasının korunması ve tanıtılması için önemli bir adımdır. Kazıların, kent ve bölgenin tarihi hakkında önemli bilgiler ortaya çıkarması ve turizm potansiyelini artırması beklenmektedir.
Tralleis Antik Kenti'nde kazı çalışmaları başladı
**Tralleis Antik Kenti'nde Kazı Çalışmaları Başladı**
**Antalya, 15 Mart 2023 -** Aydın'ın Nazilli ilçesi sınırlarında bulunan Tralleis Antik Kenti'nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve desteğiyle kazı çalışmaları başlatıldı.
Kazılara, Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Bayburtlu liderlik ediyor. Ekipte, üniversite öğrencileri ve alanında uzman arkeologlar yer alıyor.
**Tralleis Antik Kenti'nin Önemi**
Tralleis, M.Ö. 3. yüzyılda Seleukos İmparatorluğu tarafından kurulmuş bir antik kenttir. Büyük İskender'in ölümünden sonra kurulan Diadoh Krallıkları'nın en doğusunda yer alıyordu. Kent, Roma döneminde de önemli bir merkez haline geldi.
Tralleis, antik çağda önemli bir ticaret, kültür ve sanat merkeziydi. Kentte tapınaklar, tiyatro, agora, hamamlar ve evler gibi çeşitli yapılar bulunmaktadır. Özellikle Hadrianus Tapınağı ve Zeus Tetrapylon'u ile ünlüdür.
**Kazı Çalışmalarının Amacı**
Kazı çalışmalarının amacı, Tralleis Antik Kenti'nin tarihini, kent dokusunu ve günlük yaşamını aydınlatmaktır. Ekip, kentin ilk kuruluşundan itibaren farklı dönemlerine ait kalıntıları ortaya çıkarmayı hedefliyor.
**Beklenen Bulgular**
Ekip, kazılarda şu bulguları beklemektedir:
* Yeni yapı kalıntıları
* Heykel, seramik ve sikke gibi arkeolojik eserler
* Kentin tarihine ışık tutacak yazılı belgeler
* Kentin günlük yaşamına dair ipuçları
**Çalışmaların Süreci**
Kazı çalışmaları uzun vadeli bir projeyi kapsamaktadır. Ekip, öncelikle kentin yüzeyini temizlemekte ve topografik haritalar çıkarmaktadır. Ardından, kentin farklı bölgelerinde kazılar yapılacaktır.
**Turistlere Açılması**
Kazı çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte Tralleis Antik Kenti'nin bir kısmının turistlere açılması planlanmaktadır. Böylece, ziyaretçiler antik çağın bu önemli kentini yerinde görebilecekler.
Tralleis Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları, Türkiye'nin kültürel mirasının korunması ve tanıtılması için önemli bir adımdır. Kazıların, kent ve bölgenin tarihi hakkında önemli bilgiler ortaya çıkarması ve turizm potansiyelini artırması beklenmektedir.
**Tarih Avcıları 2. Bölüm: Gizemli Haritanın Peşinde**
**Yazar:** [Gazetecinin Adı]
**Tarih:** [Tarih]
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan "Tarih Avcıları" adlı çok izlenen belgesel serisinin ikinci bölümü, izleyicileri heyecanlandıran bir maceraya sürükledi. Bu bölümde, dünyaca ünlü arkeologlar Dr. Emily Carter ve Dr. James Hunter, yüzyıllardır kayıp olan gizemli bir haritanın peşine düştüler.
Harita, efsaneye göre, efsanevi Eldorado şehrine giden yolu gösteriyordu. Eldorado, yüzyıllar boyunca altın ve mücevherlerle dolu, efsanevi bir kayıp şehir olarak anlatılmıştı.
Dr. Carter ve Dr. Hunter, Madrid'deki Ulusal Kütüphane'de keşfettikleri eski bir parşömenden haritanın ipuçlarını topladılar. Parşömen, harita parçalarının İspanya, Fransa ve İngiltere'de gizli olduğunu gösteriyordu.
Arkeologlar, ilk durakları olarak İspanya'nın Sevilla şehrine gittiler. Orada, Kraliyet Sarayı'ndaki gizli arşivlerde, haritanın bir parçası olduğunu düşündükleri eski bir el yazması buldular. El yazması, haritanın parçalarının bir bilmece içinde gizlendiğini ortaya koyuyordu.
Dr. Carter ve Dr. Hunter, bilmeceyi çözmek için günlerce uğraştıktan sonra, bir sonraki parçanın Fransa'nın Paris kentindeki Louvre Müzesi'nde olduğunu anladılar. Paris'e gittiklerinde, haritanın bir diğer parçasını Mona Lisa tablosunun arkasında gizlenmiş halde buldular.
Son parça, Londra'daki British Museum'da bulundu. Arkeologlar, haritanın tamamını bir araya getirdikten sonra, Eldorado'nun Güney Amerika'nın Kolombiya bölgesinde bir dağ sırasının altında yer aldığını keşfettiler.
Dr. Carter ve Dr. Hunter, haritayı takip ederek Eldorado'ya giden tehlikeli bir yolculuğa çıktılar. Yolculukları boyunca, yerel kabileler, vahşi hayvanlar ve gizemli tuzaklarla karşılaştılar.
Ancak kararlılıkları ve arkeolojik becerileri sayesinde, sonunda Eldorado'nun efsanevi şehrine ulaşmayı başardılar. Şehir, altın ve mücevherlerle doluydu ve yüzyıllardır kaybolmuştu.
"Tarih Avcıları 2. Bölüm", gerilim, macera ve tarihsel keşif dolu bir yolculuk sundu. Dr. Carter ve Dr. Hunter'ın gizemli haritayı takip ederek Eldorado'ya ulaşma hikayesi, izleyicileri tarihsel gerçekler ve heyecan verici maceraların bir karışımıyla büyüledi.
**Tarih Avcıları 2. Bölüm: Gizemli Haritanın Peşinde**
**Yazar:** [Gazetecinin Adı]
**Tarih:** [Tarih]
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan "Tarih Avcıları" adlı çok izlenen belgesel serisinin ikinci bölümü, izleyicileri heyecanlandıran bir maceraya sürükledi. Bu bölümde, dünyaca ünlü arkeologlar Dr. Emily Carter ve Dr. James Hunter, yüzyıllardır kayıp olan gizemli bir haritanın peşine düştüler.
Harita, efsaneye göre, efsanevi Eldorado şehrine giden yolu gösteriyordu. Eldorado, yüzyıllar boyunca altın ve mücevherlerle dolu, efsanevi bir kayıp şehir olarak anlatılmıştı.
Dr. Carter ve Dr. Hunter, Madrid'deki Ulusal Kütüphane'de keşfettikleri eski bir parşömenden haritanın ipuçlarını topladılar. Parşömen, harita parçalarının İspanya, Fransa ve İngiltere'de gizli olduğunu gösteriyordu.
Arkeologlar, ilk durakları olarak İspanya'nın Sevilla şehrine gittiler. Orada, Kraliyet Sarayı'ndaki gizli arşivlerde, haritanın bir parçası olduğunu düşündükleri eski bir el yazması buldular. El yazması, haritanın parçalarının bir bilmece içinde gizlendiğini ortaya koyuyordu.
Dr. Carter ve Dr. Hunter, bilmeceyi çözmek için günlerce uğraştıktan sonra, bir sonraki parçanın Fransa'nın Paris kentindeki Louvre Müzesi'nde olduğunu anladılar. Paris'e gittiklerinde, haritanın bir diğer parçasını Mona Lisa tablosunun arkasında gizlenmiş halde buldular.
Son parça, Londra'daki British Museum'da bulundu. Arkeologlar, haritanın tamamını bir araya getirdikten sonra, Eldorado'nun Güney Amerika'nın Kolombiya bölgesinde bir dağ sırasının altında yer aldığını keşfettiler.
Dr. Carter ve Dr. Hunter, haritayı takip ederek Eldorado'ya giden tehlikeli bir yolculuğa çıktılar. Yolculukları boyunca, yerel kabileler, vahşi hayvanlar ve gizemli tuzaklarla karşılaştılar.
Ancak kararlılıkları ve arkeolojik becerileri sayesinde, sonunda Eldorado'nun efsanevi şehrine ulaşmayı başardılar. Şehir, altın ve mücevherlerle doluydu ve yüzyıllardır kaybolmuştu.
"Tarih Avcıları 2. Bölüm", gerilim, macera ve tarihsel keşif dolu bir yolculuk sundu. Dr. Carter ve Dr. Hunter'ın gizemli haritayı takip ederek Eldorado'ya ulaşma hikayesi, izleyicileri tarihsel gerçekler ve heyecan verici maceraların bir karışımıyla büyüledi.
8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali 18-20 Ekim'de gerçekleştirilecek
**8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali 18-20 Ekim'de Gerçekleşiyor**
Adana'nın zengin ve eşsiz mutfağı, 18-20 Ekim tarihleri arasında 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali'nde sergilenecek. Festival, şehrin en iyi şeflerini ve gurmelerini, yerel lezzetleri ve uluslararası mutfağı bir araya getirmeyi amaçlıyor.
**Zengin Bir Mutfak Şöleni**
Festival, Adana kebabı, şırdan ve künefe gibi şehrin ünlü yemeklerinden oluşan geniş bir yelpaze sunacak. Yerel restoranlar ve şefler, ziyaretçilere Adana mutfağının otantik tatlarını deneyimleme fırsatı sunacak.
**Uluslararası Lezzetler**
Adana Lezzet Festivali, yalnızca yerel lezzetlerle sınırlı değil. Uluslararası mutfaklardan seçkin örnekler de festivalde yer alacak. Ziyaretçiler, İtalyan pizzasının enfes pizzalarından Türk mutfağının geleneksel kebaplarına kadar çeşitli seçeneklerin tadını çıkarabilecekler.
**Eğlenceli Etkinlikler**
Yemek ziyafetinin yanı sıra festival, ziyaretçileri eğlendirecek çok çeşitli etkinlikler sunacak. Sokak gösterileri, müzik performansları ve çocuk atölyeleri, festival atmosferine canlılık katacak.
**Usta Şeflerin Gösterileri**
Festivalin önemli noktalarından biri, ülkemizin ünlü şeflerinin yer alacağı canlı pişirme gösterileri. Şefler, benzersiz yemek pişirme tekniklerini sergileyecek ve ziyaretçilere ipuçları ve ilham verecekler.
**Adana'nın Tanıtımı**
8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, şehrin kültürünü, tarihini ve mutfağını tanıtmak için de bir platform görevi görecek. Festival, Adana'yı gastronomi turizminde önemli bir merkez olarak konumlandırmayı hedefliyor.
**Ziyaret Bilgileri**
8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, 18-20 Ekim tarihleri arasında Adana Şakirpaşa Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Festival saatleri şu şekildedir:
* **18 Ekim:** 12.00 - 23.00
* **19 Ekim:** 10.00 - 23.00
* **20 Ekim:** 10.00 - 20.00
Festivale giriş ücretsizdir ve tüm yemek severler davetlidir. Adana mutfağının zenginliğini keşfetmek ve unutulmaz bir gastronomi deneyimi yaşamak için 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali'ni kaçırmayın.
8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali 18-20 Ekim'de gerçekleştirilecek
**8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali 18-20 Ekim'de Gerçekleşiyor**
Adana'nın zengin ve eşsiz mutfağı, 18-20 Ekim tarihleri arasında 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali'nde sergilenecek. Festival, şehrin en iyi şeflerini ve gurmelerini, yerel lezzetleri ve uluslararası mutfağı bir araya getirmeyi amaçlıyor.
**Zengin Bir Mutfak Şöleni**
Festival, Adana kebabı, şırdan ve künefe gibi şehrin ünlü yemeklerinden oluşan geniş bir yelpaze sunacak. Yerel restoranlar ve şefler, ziyaretçilere Adana mutfağının otantik tatlarını deneyimleme fırsatı sunacak.
**Uluslararası Lezzetler**
Adana Lezzet Festivali, yalnızca yerel lezzetlerle sınırlı değil. Uluslararası mutfaklardan seçkin örnekler de festivalde yer alacak. Ziyaretçiler, İtalyan pizzasının enfes pizzalarından Türk mutfağının geleneksel kebaplarına kadar çeşitli seçeneklerin tadını çıkarabilecekler.
**Eğlenceli Etkinlikler**
Yemek ziyafetinin yanı sıra festival, ziyaretçileri eğlendirecek çok çeşitli etkinlikler sunacak. Sokak gösterileri, müzik performansları ve çocuk atölyeleri, festival atmosferine canlılık katacak.
**Usta Şeflerin Gösterileri**
Festivalin önemli noktalarından biri, ülkemizin ünlü şeflerinin yer alacağı canlı pişirme gösterileri. Şefler, benzersiz yemek pişirme tekniklerini sergileyecek ve ziyaretçilere ipuçları ve ilham verecekler.
**Adana'nın Tanıtımı**
8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, şehrin kültürünü, tarihini ve mutfağını tanıtmak için de bir platform görevi görecek. Festival, Adana'yı gastronomi turizminde önemli bir merkez olarak konumlandırmayı hedefliyor.
**Ziyaret Bilgileri**
8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, 18-20 Ekim tarihleri arasında Adana Şakirpaşa Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek. Festival saatleri şu şekildedir:
* **18 Ekim:** 12.00 - 23.00
* **19 Ekim:** 10.00 - 23.00
* **20 Ekim:** 10.00 - 20.00
Festivale giriş ücretsizdir ve tüm yemek severler davetlidir. Adana mutfağının zenginliğini keşfetmek ve unutulmaz bir gastronomi deneyimi yaşamak için 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali'ni kaçırmayın.
Kapadokya'da 19 kaldera tespit edildi
**Kapadokya'da 19 Kaldera Tespit Edildi**
**Nevşehir, 15 Mart 2023** - Kapadokya Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü'nden araştırmacılar, Kapadokya bölgesinde 19 yeni kaldera tespit ettiklerini duyurdular. Bu keşif, bölgenin jeolojik tarihine ve jeotermal potansiyeline yeni ışık tutuyor.
Kalderalar, büyük volkanik patlamaların ardından çökerek oluşan dairesel çukurlardır. Kapadokya bölgesi, milyonlarca yıl önce meydana gelen volkanik faaliyetler sonucu oluşmuştur ve çok sayıda kalderaya ev sahipliği yapmaktadır.
Araştırma ekibi, uydu görüntüleri, hava fotoğrafları ve jeofiziksel verileri kullanarak bölgeyi kapsamlı bir şekilde inceledi. Bu analizler sonucunda, daha önce bilinmeyen 19 kaldera tespit edildi.
Tespit edilen kalderalar, 1 ila 20 kilometre çapında değişen büyüklüklerdedir. En büyük kaldera, Avanos yakınlarındaki Kalaba Kalderası'dır ve yaklaşık 20 kilometre genişliğindedir.
Bulgular, Kapadokya'nın jeolojik tarihinin daha önce düşünüldüğünden daha karmaşık olduğunu gösteriyor. Bölgede meydana gelen volkanik patlamalar, etraflarındaki manzarayı şekillendirmiş ve benzersiz jeotermal kaynakların oluşumuna neden olmuştur.
Kapadokya Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Bu keşif, Kapadokya'nın jeolojik evrimini anlamamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, bölgenin jeotermal potansiyelini değerlendirmek için önemli bilgiler sağlayacaktır" dedi.
Kalderaların tespit edilmesi, bölgedeki jeotermal enerji kaynaklarının daha iyi anlaşılmasına ve sürdürülebilir enerji üretimine olanak tanıyacak. Jeotermal enerji, yenilenebilir ve çevre dostu bir enerji kaynağıdır ve Kapadokya'nın bu enerjiyi üretme potansiyeli yüksektir.
Araştırma ekibi, Kapadokya'daki kalderaların jeolojik ve jeotermal özelliklerini daha ayrıntılı olarak incelemek için çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalar, bölgenin hem bilimsel hem de ekonomik değeri açısından daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.